Bakmak Görmek Farkı

Şimdi var mı bilmiyorum? Bizim zamanımızda Türkçe dersi kitaplarında bakmak görmek farkını kavratan bir makale yer alırdı… Önceki yazıda, Gürcistan gezisi izlenimimi aktarmıştım. Gezi de, yazı da planımda yoktu. Sonuç olarak, bir gezi izlenimini paylaşmak istemiştim. Bu yazının yeterli olacağını düşünmeme rağmen yapılan bir yorum yeniden Gürcistan’a değinmeye itti: “Bu yılbaşında ben de oradaydım. Sovyetlerden sonra Gürcü’ler bir çivi bile çakmamışlar. Tiflis’te yılbaşı süsünden başka bir şey yok. Sınırda ise daha düne kadar bize fındık çay toplayan Gürcü güvenlik görevlilerinde 1 Larinin 11 TL olma ukalalığı var. Putin bir gün burayı işgal etse zerre kadar acınmayacak bir millet…” *** Öncelikle hiçbir kimse, bir başkasını beğenmek, sevmek zorunda değildir, ama herkes birbirine saygılı olmak zorundadır. Kişiler gibi bir ulusu da beğenmek zorunda değiliz. Ama tüm uluslara saygılı olmalıyız. Hiçbir kimsenin, hiçbir ulusun, bir başkasını aşağılamaya hakkı yoktur. Maksadın böyle olmadığını varsaysak bile aşan bir tavır hissedilmektedir. Aslında bir ulusu övmek de, yermek de doğru sayılmaz. Ülkelerin somut verileri analiz edilir, değerlendirilir ve öngörüde bulunulur. Ötesi, hiç kimseye yakışmaz. Güvenlik görevlisinin ukalalığının nedeni, onlar değil, biziz. Yakın zamana kadar 2 Lari, 1 TL’sına eşitken, ülkemizde yaşanan ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle liramızın değeri düşmüştür. Burada onların bir kusuru yok. Ekonomisi, iyi olan ukala olur! Ekonomik krizi algılamadan, nedenlerini çözümlemeden başkasının parasının değeri üzerinden olumsuzlamaya gerek yoktur. Yani, başkasının gözündeki çöpü görmeden önce kendi gözündeki merteği görmek gerekir. Enflasyonu % 130’larda olan bir ülkenin insanı, enflasyonu % 5 olan bir ülkenin insanına söyleyeceği bir söz olamaz. Evet, düne kadar ülkemize fındık ve çay işçiliği yapan Gürcüler, artık Avrupa Birliği ülkelerine rahatlıkla ve vizesiz olarak gidebiliyor. Biliyor musunuz, ülkemizin insanı, Avrupa ülkelerine gidebilmek için aylarca elçilik, konsolosluk ve vize alım şirketlerinin önünde kuyruk bekliyor. Senin, eskiden fındık toplayan Gürcün, şimdi uçak biletini aldığı gibi Paris’te, Roma’da… Sen ise vize almak için bankadaki parana kadar kanıtlamak için bilmem nereni yırtıyorsun! Daha, yurtdışına gitmeden vize almak için uğradığımız aşağılanmalara itiraz edememişken bir Gürcü güvenlik görevlisinin ukalalığına itiraz etmenin yersizliğini söylemeliyim. Bir ülkenin, bir diğerini işgal etmesini olumlayacak bir ifadeye de katılmak mümkün değildir. O zaman dünyanın birçok yerindeki işgalleri de onaylamak gibi emperyal bir yaklaşıma ve eyleme destek olunmuş olur. Irak’ın ve Suriye’nin, Libya’nın işgaline söz edemeyenin, bir başka ülkenin işgalini aklına düşürmesine hakkı yoktur. Ülkemizin bir başka devlet tarafından işgal edilmesini istemiyorsak, başka bir ülkenin işgal edilmesine de destek vermek ya da işgal edilen ülkeye “acımamak” gibi bir ifade kullanmak kabul edilebilir değildir. Herkesin, ağzından çıkanı, kulağının duyması gerekir. Sözün nereye gideceğini önceden düşünmesi gerekir. Yani, kırk kere düşün, bir kez söyle atasözünü unutmamalıyız. Şimdi gelelim, Sovyetlerden sonra bir çivi çakılmamış önyargısına. Her şeyden önce gözlem yapılmadan yalnızca caddedeki parıltılı ışıklar üzerinden peşin peşin mahkûm edilmiş. Gürcistan’ı boydan boya geçecek olan Tiflis’e gidenlerin yer yer kullandığı otoban çok önemlidir. Kaynak sorunu da muhtemelen Çin Devleti tarafından sağlanmış olmalıdır. Yükleniciliğini de bu ülke yapmaktadır. Bu yatırımın bitmesiyle bu ülkenin ekonomik büyümesi hızlanacağını şimdiden görmeliyiz. 2002 yılında 346 milyon Dolar olan ihracatı, 2021 yılında 3.291 milyon Dolara ulaşmıştır. İhracatta istikrarlı bir artış gözlenmektedir. Evet, ihracata bağlı olarak ithalatta artmaktadır. Nüfus ile ihracat değeri arasında oransal ilişkiye bakıldığında ihracatlarının ülkemizden az olmadığı görülmektedir. İhracatının yaklaşık % 40 lık bölümünü metal cevherleri, demir, cüruf ile binek ve diğer karayolu taşıtlarının aldığı görülmektedir. Yine önemli bir kısmının içecek, alkol ve sirke gibi ürünler olduğu anlaşılmaktadır. Bu hızla gidildiğinde 2027 yılında kişi başına düşen milli gelirin 9.200 Doları bulacağı öngörülmektedir. Yani, bizim milli gelirimize ulaşacaklardır. Yani, on yıl sonra bizi geçecekler, şimdiden haberiniz olsun. Bu ülkenin % 80 dağlık ve ormanlıktır. Toplam nüfusun önemli bir kısmı kentlerde yaşamaktadır. Tarım ve hayvancılık alanının zayıf olduğu görülmektedir. Ayrıca, 2000 civarında termal ve mineral su kaynağı, büyük hidro-elektrik üretim tesislerine olanak sağlayan akarsuları bulunmaktadır. (Kaynak: Ticaret Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Kırşehir TSO verileri) *** Gürcistan’da yaklaşık 800 bin, ülkemizde 20 milyon işsiz bulunmaktadır. Bu nedenle gençlerin iş olanakları oluşturmaları açısından yukarıdaki veriler önemlidir. Az da olsa Gürcüce bilen tarım, hayvancılık, ekonomi ve işletme tahsilini yapmış gençlerin bu ülkede yapabileceği çok iş vardır. Hem ülkemizin işsizlik sorunu hem de komşu bir ülkenin kalkınma sorunu çözülmüş olur. Ne diyelim, bakmak, görmek farkı…