DONALD TRUMP 2. SEZON…PEK YAKINDA

Yeşilgiresun Gazetesinin değerli okuyucuları, bu haftalık müsaadenizle Karadeniz-Kafkaslar hattındaki gelişmeleri ele almaya ara verip, dümenimizi Giresun’un Ötesine, Atlantik Okyanusu’nun diğer yakasına kıracağız. ABD’de başkanlık seçimlerine kalan süre 1 yılın altına düştü. Dramatik bir sürpriz olmazsa 2024 Kasım ayında, 2020 yılının rövanşına şahit olacağız. Yani Demokrat Parti’de 82 yaşındaki Biden’ın yerine başkanlığa aday olacak bir isim ufukta görünmüyor. Cumhuriyetçi Parti’de ise işler sürprize yer bırakmayacak bir şekilde ilerliyor. 2020 yılında neredeyse arkasından teneke çalınarak gönderilen Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünün muhteşem olacağına dair emareler giderek güçleniyor.
TRUMP HER CEPHEDE ÖNDETrump, içerisinde bulunduğumuz 2023 yılının son ayı itibarıyla yapılan anketlere göre yalnızca parti içerisindeki rakiplerinin değil, olası bir karşılaşmada Biden’ın da önünde görünüyor. Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı normal şartlarda 2024 ayının Temmuz ayında kesinleşecek. Ancak Trump’ın 6 Aralık itibarıyla Cumhuriyetçi Parti içerisindeki delegelerin yüzde 63’ünün desteğine sahip olduğunu gösteriyor The Economist dergisinin anketi. En yakın rakibi Ron DeSantis’e verilen destek yüzde 12, Niki Haley’in alabildiği destek ise yüzde 11. Cumhuriyetçi Parti’nin adayının belirlenmesinin Temmuz ayına kalmayacağı ise muhakkak. 15 Ocak’taki Iowa ve 23 Ocak’taki New Hampshire eyaletleri kongreleri uzun yıllara dayanan tecrübeler neticesinde adayların netleşmesi açısından belirleyici rol oynuyor. Bugünkü veriler Trump’ın parti genelinde elde ettiği üstünlüğün bu iki eyaletteki seçimlere de yansıyacağına ve maça 2-0 önde başlayacağına işaret ediyor. Biden ile Trump mücadelesindeki duruma baktığımızda ise anketlerin çoğunluğunda Trump’ın rakibinin ortalama 3 puan önünde olduğu görülüyor. Daha ilginç olan ise Cumhuriyetçi Parti içerisindeki yarışı kaybediyor görünseler dahi DeSantis ya da Haley’in de Biden’ın karşısına çıkmaları halinde mücadeleyi kazanabilecekleri gerçeği. ABD başkanlık seçiminin sonucunu etkileyecek bir diğer faktör ise bağımsız olarak başkanlık seçimine girme kararı alan Robert F. Kennedy Jr. Kimi anketler Kennedy’nin yüzde 22 oya ulaşabileceğini gösteriyor. Eğer Kennedy bu orana ulaşabilirse, 1992 yılında bağımsız aday olarak seçime giren Ross Perot’un yüzde 19’luk oy oranı rekorunu da kıracak. Kennedy’nin hem Trump’tan hem de Biden’dan eşit miktarda seçmen çaldığını gösteriyor anketler. Eski Başkan John F. Kennedy’nin yeğeni olan Robert F. Kennedy Jr. amcası gibi Demokrat Parti eğilimli bir siyasetçi değil. Bilakis, Trump’a yakın popülist fikirlere sahip. Covid-19 salgını dönemindeki aşı karşıtı videoları Kennedy’ye yalnızca ABD’de değil küresel ölçekte ün kazandırmıştı.
GAZZE’DEKİ GELİŞMELER BIDEN’A SEÇİMİ KAYBETTİREBİLİRBiden ile Trump arasındaki muhtemel yarışı etkileyecek bir diğer faktör ise seçimlere katılım oranı olacak. 2020 seçimlerinde ABD siyasi tarihindeki 120 yıllık rekor kırılmıştı. 160 milyon seçmen, yani toplam seçmen kitlesinin yüzde 66,9’u sandık başına gitmişti. Trump’ın karşı çıktığı postayla oy kullanma metodu katılımın artmasında önemli rol oynamıştı. Seçime katılımın uzun yıllardır yüzde 50’nin biraz üzerinde seyrettiği ABD’de 2020 yılında Covid-19 salgını nedeniyle sandık başına toplanmak istemeyen kitlelerin posta yoluyla oy verebilmeleri ibrenin Demokrat Parti’ye ve Biden’a dönmesini sağlamıştı. Ancak 7 Ekim’deki Hamas saldırısını takiben İsrail’in Gazze Şeridi’ni işgaliyle yaşanan gelişmeler ve Biden’ın kayıtsız şartsız şekilde İsrail’in yanında konumlanması Demokrat Parti için gidişatı değiştirdi. 2020 seçiminde Demokrat Parti’nin çevresinde toplanan sol unsurların sandık başına gitmeme ihtimali giderek artıyor. Özellikle ABD’nin belli başlı üniversitelerinde Filistin’e destek eylemi yapan öğrencilere yönelik başlatılan cadı avı, ve bu eylemlere izin veren rektörlerin istifaya zorlanmaları da Biden’ın aleyhindeki gelişmelerden biri. Gelelim Biden’ın seçilmesi halinde Türkiye’yi de ilgilendirecek muhtemel gelişmelere. “Meksika sınırını kapatmak”, “İsrail’e daha fazla destek verirken, Avrupa’daki NATO müttefiklerini kendi güvenlik yükümlülükleri ile başbaşa bırakmak”, “ABD’deki müesses nizama karşı açtığı savaşı sürdürmek” ve “İslam ülkelerine yönelik seyahat yasağını 2016-2020 döneminden daha da sert şekilde uygulamak” Trump’ın kaldığı yerden devam edecek politikaları. Trump’ın başkanlığı döneminde Ukrayna’ya verilen askeri ve ekonomik desteğin kesileceğini öngörmek için de falcı olmaya gerek yok. Trump’ın bir önceki dönemine oranla daha sert bir politika izleyeceğini savunan ABD’nin önde gelen muhafazakar kanat temsilcilerinden Robert Kagan, Washington Post’ta 30 Kasım’da yayınlanan makalesinde bu defa Trump’ın etrafında onu dizginleyecek Jim Mattis, John Kelly, Mike Pompeo ve Mike Pence gibi isimlerin bulunmadığına dikkat çekiyor. Trump’ın başkan adayı olarak düşündüğü isimler ise Güney Dakota Eyaleti Valisi Kristi Noem, Güney Carolina Eyaleti’nden Cumhuriyetçi Senatör Tim Scott ve New York Eyaleti’nden ABD Kongresi Temsilciler Meclisi üyesi Elise Stefanik. Vali Noem ve Senatör Scott’ın son dönemde Türkiye aleyhinde alınan kararlarda imzaları yok. Elise Stefanik ise 2019 yılında sözde Ermeni soykırımı tasarısına “Evet” oyu verdiği gibi 2019 yılında Türkiye’nin YPG terör örgütünü vurması üzerine ambargo kararı alınması yönündeki yasa tasarısına imza atmıştı. Gelişmeler 2024 ABD başkanlık seçiminin Trump ile Biden’dan ziyade Trump ile “ABD’nin müesses nizamı” arasında geçeceğine işaret ediyor. Trump için seçim sürecinin en kritik günleri 2024 yılının Mart ayında yaşanacak. Trump yargı karşısına çıkacağı federal davada Georgia eyaletindeki 2020 seçim sonuçlarına müdahale etmekle suçlanıyor. 2024 yılında ABD içerisindeki siyasi mücadele bölgemizi ve dünyayı da etkilemeye devam edecek diyerek bu bahsi şimdilik kapatalım.