Yağmur damlalarından farksızdı kelimeler, kar taneleri gibi benzersiz. Gökyüzü kadar maviydi kelimeler, deniz gibi hırçın. Güneş kadar sıcaktı kelimeler, yıldızlar gibi parlak. Ay gibi aynaydı kelimeler, yakamoz kadar ışıltılı. Su gibi berraktı kelimeler, sis gibi netameli. Anahtardı bazen kelimeler bazen de kilit. Kimi zaman soruydu kelimeler kimi zaman cevap. Bazı kelimeler sırdı bazı kelimelerse aşina. Bazıları mecazdı bazıları hakikat. Kimileri ateşti kimileri toprak. Dalından düşen birer yapraktı kelimeler, yuvadan uçan birer kuş. Ufukta bir çizgiydi kelime, okyanusta bir köpük. Kelimelerden ibaretti insan ve insan ancak kelimeleriydi. Kelimeleri kadardı insan ve insan içindi kelimeler. Cümle bile kurulamıyorken kelimelersiz; insan, nasıl insan olacaktı ki kelimelersiz? Nasıl tamamlanacaktı ki onlarsız, nasıl mana bulacaktı, anlam kazanacaktı? Cümlesi olan bir iddia sahibiydi ve her iddia sahibi cümle/si/yle sınanandı. İnsan. Kelime. Oyun. Çocuk. İnsan, kelimelerle oynayan bir çocuk. İnsan, kelimelerden bir çocuk. İnsan, kelimelere vurgun bir gönül. İnsan, kelimelerde çarpan bir yürek. İnsan, kelimeleri takip eden bir yolcu. İnsan, kelime toplayan bir seyyah. Günün sonunda heybesinde biriktirdikleri değil miydi insan? Geride bıraktıkları, ardına düştükleri, vazgeçtikleri, kovaladıkları değil miydi insan? İnsan kelimeleri hem toplayan hem dağıtan değil miydi? Cümleleri kuran da bozan da değil miydi insan? Öyleyse insan da bir şey/ler içindi! Sahi, kimdi insan? Sorular. Sorular. Sorular. Bir muamma mı bir mucize mi? Bir ödül mü bir ceza mı? Yazıcı içinse kelimeler olmazsa olmazdı. Bir lütuftu kelimeler, bir armağan. Hazineydi kelimeler, tohumdu, fidandı. Eldi, ayaktı, gözdü, kulaktı kelimeler, candı, canandı. Arkadaştı kelimeler, dosttu, yarendi. Rüzgarların fısıldadıklarıydı kelimeler, ağaçların sustukları. Çiçeklerin kokusuydu kelimeler, kelebeklerin dansıydı. Irmağın şarkısıydı kelimeler, ovaların bereketi. Dağların dumanıydı kelimeler, insanların efkarı. Yaratanın hediyesiydi kelimeler, yaratılmışların imtihanı. Annelerin şefkatiydi, merhametiydi kelimeler, babaların heybeti. Çocukların masumiyetiydi kelimeler, aşıkların mahcubiyeti. Susulandı kelimeler, söyleyemeyendi. Umuttu kelimeler en çok da. Verilen sözler kadar tutulmayan sözlerdi de kelimeler. Dökülen gözyaşları kadar sevinçlerdi de kelimeler. Düşler kadar hayal kırıklıklarıydı da kelimeler. Notaydı kelimeler, sesti, melodiydi, harmoniydi, musikiydi. Renkti kelimeler, fırçaydı, tualdi, boyaydı, resimdi. Mevsimdi kelimeler, bahardı, yazdı, hazandı, kıştı. Zamandı kelimeler, yıldı, gündü, dündü, şimdiydi, yarındı. Aşktı kelimeler, sevdaydı, özlemdi, hasretti, vuslattı. Kelimeler herkesindi, kelimeler hepimizindi. Ama insanın kendine ait kelimeleri de olmalıydı. Onu anlatan, onu yansıtan, onu hatırlatan, ondan izler taşıyan. İnsan da bir kelimeydi tıpkı kaderi gibi, kaderi gibi…