Ekonomik Kriz ve Esnaflar!

Anımsayacaksınız, bu köşede 11.06.2024 tarihinde esnafların kredi kartı yoluyla yaptıkları tahsilâtlarından bankaların aldığı komisyon oranının fahiş olduğunu dile getirmiştim. Şimdi de konunun bir başka boyutunu ele alacağım.Ülkemizdeki işletmelerin çok büyük bir çoğunluğu mikro ve küçük işletme niteliğindedir. Birçoğunun çalışanı yoktur. Veya bir-iki kişi çalışmaktadır. İşte bu işletmeler, esnaf ve sanatkârlar odalarında örgütlenmektedir. Odaların, Birlik, Federasyon ve Konfederasyon olmak üzere her biri tüzel kişiliğe sahip üst örgütlenmesi vardır. Diğer taraftan bu örgütlerin tümü, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu niteliğine sahiptir. Bu bağlamda il Birliklerinin, her birinde esnaf sicili bulunmaktadır. Sicil memurluğu, işe bağlayan, işini kapatan esnafı izlediği gibi işyerini kapatmamakla birlikte meslek değişikliği yapan ya da meslek terkini yapan esnafları da kayıt altına almaktadır. Bu işlemlerin istatistikî birleştirmesini Konfederasyon yaparak kamuoyuna duyurmaktadır. ***Konfederasyon’un internet sitesindeki sayısal verilerden aşağıdaki saptamaları yapmak mümkündür: 01.01.2020 tarihinden 31.05.2024 tarihine kadar olan dönemde yeni açılan işyeri sayısı sürekli azalma eğiliminde olmuştur. 2021 yılındaki azalma oranı çok yüksektir. 2021 yılından sonra 2022 yılında artış olsa da 2023 yılında tekrar azalma yaşanmıştır. 2024 yılı tamamlanmamıştır. Ancak, azalma yönünde eğilimin sürdüğü görülmektedir.Diğer yandan, işi bırakma anlamına gelen “sicil terkini” ise aynı dönemde sürekli artmıştır. 2020 yılında % 22 olan iş bırakma oranı, 2023 yılına kadar sürekli artmış ve % 35,6 oranına ulaşmıştır. 2024 yılının ilk beş ayında da iş bırakma aynı oranda sürmektedir.Aynı dönemde iş ve meslek değişikliğini gösteren “tadil” işlemi yapan esnaf sayısı da oransal olarak sürekli artış göstermiştir. 2020 yılında %28,4 olan oran, 2023 yılında %35,1’e ulaşmıştır. Bütün bu verilerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda her yıl açılan işyeri sayısının üçte biri kadarı kapanmaktadır. Yine aynı şekilde açılan işyerlerinin üçte biri de iş ve meslek değişikliği yapmaktadır. Her iki oranda çok yüksektir. Elimizde veri yoktur ama esnaf ve sanatkâr işletmelerinin ömrünün kısa olduğu açıktır. Açılıp, bir süre faaliyet gösterdikten sonra hızlıca kapandığı anlaşılmaktadır. Biraz daha fazla süreyle dayanabilenlerin ise iş değişikliği yaparak yoluna devam etmeye çalıştığı görülmektedir. Bu denli büyük oranlardaki terk ve tadil sayısının ekonominin yolunda gitmediğinin bir işaretidir. Bir işyerinin kapanmasını; açılışta konulan sermayesinin bitirilmesi demek olduğunun bilinmesi icap eder. Küçük bir sermaye ile kurulan esnaf işletmesinin, üst üste birkaç yıl zarar ederek, kapanma ile sona eren bir süreci yaşadığı anlaşılmalıdır. İçinde bulunduğumuz kriz döneminde işletmelerin yaşının kısaldığını ve hızlıca kapandığını yorumluyorum. Bunun birçok nedeni olabilir ama önceliğin cirodaki değişim, kârlılıktaki azalma olduğu açıktır. Şöyle ki; Dar gelirli vatandaşların alım gücü azaldıkça tükettiği malın miktarı doğrudan ciroya yansımaktadır. Kira, enerji, iletişim ve gıda gibi zorunlu olanların dışında başka bir şeye vatandaşlar, para harcayamamaktadır. Çok kısıtlı miktarlar ile alım yapmaktadır. Hatta önceden daha fazla miktarda alabildiği ürünlerin fiyatlarının fazlalılığı nedeniyle daha az miktarda alım yaparak nefsini köreltmektedir. Vatandaşın alım gücünün düşmesi ile birlikte cirosu azalan esnaf işletmelerinin kira, işçilik, enerji ve iletişim gibi giderlerinin artması, ürün maliyetlerin yükselmesi karşısında kârlılığı azalmaktadır. Bu azalma, hem oransal, hem de değer ölçeğindedir. Brüt kârlılığı azalan işletmeler, ilk önce nakit sıkıntısına girmektedir. Sonra giderlerini karşılayamaz düzeye inince de işletmesini kapatmaktadır. Yukarıdaki açıkladığım veriler, bu durumu somut olarak göstermektedir. Diğer taraftan, tacirler, dolayısıyla şirketler ile ilgili istatistikler kamuoyuna yansımaktadır. Ama esnaflar ile istatistiklerin kamuoyunda haber olmadığını söylemeliyim. Bu nedenle esnaflarla ilgili istatistikleri inceleyerek durumu kamuoyu ile paylaşmak istediğimi de belirtmeliyim.Bütün bunlar, enflasyonun temel nedeninin talep fazlalığı olmadığını da göstermektedir. Vatandaşın boğazını doyurmak için aldığı ekmeğin, suyun, gıdanın talebi artırması söz konusu değildir. Enflasyonun temel nedeninin enerji giderlerinin ürün maliyetlerine doğrudan ve dolaylı etkisinin çok yüksek oranlı olmasıdır. Enflasyonun nedeni ile ilgili alınan önlemler, talep fazlalığı varmış gibi yanlışlık içinde olunduğunu göstermektedir. Hâlbuki çok ciddi oranda maliyet enflasyonu vardır. Enerji ithalatının enflasyon üzerindeki etkisi çok yüksektir. Yüksek gelir gruplarının kullandığı otomobil, araç ve gereçlerin ithalatının oluşturduğu etki çok daha yüksektir. Gereksiz dış alımların etkisi çok yüksektir. Talep enflasyonu olduğu yönündeki yanlış değerlendirme, esnaf işletmelerinin daha fazla oranda kapanacağının işaretidir. Ekonomik gidişatın olumsuz sonuçları ortaya çıktıkça görülecektir ki bu kriz esnafı vurup geçecektir. Daha önceki ekonomik krizlerde görülmeyen oranlarda esnaflara ait işyerlerinin kapatması vakasıyla karşılaşabileceğiz. Tarımsal üretim yapanların, işçinin, memurun, köylünün, tüketicinin bitmesi gibi bu kez de esnafın bittiğini göreceğiz. ***Üretimi artıracak önlemler alınmalıdır. Emeklinin, çalışanın maaşında yüksek oranlı artışlar yapılarak, esnafın cirosunun artırılması sağlanmalıdır. Bu konuda esnafların üst örgütlenmelerine çok büyük bir görev düşmektedir. Ancak, yöneticilerinin koltuklarını korumanın derdine düştükleri açıktır. Esnafın derdi ile dertlendiklerini söyleyemeyiz. Esnafın, her boyutta, her anlamda işi çok zor!