FIKRA GİBİ

Karadeniz Postası gazetesinin 12 Aralık 2023 tarihli baskısının manşetini görünce bu başlık geliverdi dilimizin ucuna. Görele Devlet Hastanesi’ne ek bina geliyormuş… Gerçekten fıkra gibi! Biz doktor istiyoruz, onlar ek bina veriyorlar. Ya biz anlatamıyoruz ya onlar anlamıyorlar. Ya da anlamamazlıktan geliyorlar. Haberin içeriğine bakınca; Adalet ve Kalkınma Partisi Giresun Milletvekili Ali Temur’un yaptığı açıklamayı görüyoruz. Görele Devlet Hastanesi’ne 40 yataklı ek bina yapılması gündemdeymiş. Bari deniz manzaralı olsun da otel olarak değerlendirilir. O kadar inşaat maliyeti olacak, boş kalmasın bari! Sayın vekilim, önce şu uzman doktor işini halletseniz daha sağlıklı olmaz mı? Yok, biz inşaat müteahhitlerimize iş vermek istiyoruz diyorsanız o başka! Bu olayın fıkraya benzer yanı neresi diyen okuyucularımız için iki küçük fıkra yazalım da kararı onlar versinler. Bayburtlunun birisi eşeğiyle tarlasına giderken bir köprünün altından geçmek zorundadırlar. Arazi düz olduğu için köprü biraz alçaktır. Eşeğin kulakları köprüye değince hayvan huysuzlaşır, inatlaşır ve köprünün altından geçmemek için direnmeye başlar. Bir başka Bayburtlu durumu görünce hemşerisine akıl vermek ister. Derki; şu köprünün altını biraz kazarsan eşek buradan geçer. Eşeğin sahibi olan Bayburtlu ters ters bakar akıl veren hemşerisine ve derki; Ben diirem eşeğin kulakları köprüye vuriir, sen diirsen, ayaklarının altını kaz… Ben diirem hastanemizde uzman doktor yok, sen diirsen ek bina yapalım. Trabzonlular böyle durumlarda; “olayım o akıla” derler. Diğer fıkramızda Yahudi tüccarlara yakıştırılmış. Yahudi tüccar yanına çırak aldığı gence mesleğin inceliklerini öğretiyormuş. Demiş ki; gelen müşteriye kesinlikle o mal yok demeyeceksin. Müşterinin istediği ürün yoksa hemen en yakın ürünü tavsiye edeceksin. Alternatif mallar koyacaksın tezgâha. Mesela müşteri gömlek istedi, yoksa tişört verelim diyeceksin. Hani şu bizim eczacıların yaptığı gibi. O ilaç yok ama muadilini verelim hesabı! Bir gün çırak dükkânda yalnızken bir müşteri gelmiş ve tuvalet kâğıdı istemiş. Çırak her yere bakmış ama tuvalet kâğıdı kalmamış. Hemen patronunun söyledikleri aklına gelmiş ve alternatif bir ürün sunmuş: Tuvalet kâğıdı kalmadı efendin, zımpara kâğıdı verelim! Biz tuvalet kâğıdı istiyoruz, yönetim zımpara kâğıdı teklif ediyor. Fıkra bu ya diyerek işi tatlıya bağlayalım. Ya hu; biz birbirinizi gerçekten anlamıyor muyuz? Aynı dili konuşmuyor muyuz? Maksadımızı ifade etmekte bu kadar aciz miyiz? Görele Devlet Hastanesi’nin öncelikli ihtiyacı uzman doktor kadrosunun güçlendirilmesi… Göreleli yolda izde perişan oluyor o hasta halleriyle. Bunu onlarca defa en anlaşılır haliyle anlatmaya çalıştık. Tekrarlar sıkıcıdır biliyoruz ama sorun da çözülmeyince tekrar yazmak durumunda kalıyoruz. Bu hastanenin uzman doktorlarla güçlendirilmesi gerekiyor. Ek bina işini o zaman konuşuruz. Hele uzmanlar bir gelsinler. Araç gereçler günün teknolojisine göre yenilensin ve kullanılır hale gelsin. Hasta yoğunluğu artsın. Yataklı tedavi ihtiyacı baş gösterdiğinde elbette ek bina talebimiz de olacaktır. Günü geldiğinde onu da isteyeceğiz. Ancak bugün öncelikli ihtiyacımız uzman doktordur. Sayın vekilimizin yapacağı en doğru iş Sağlık Bakanı ile görüşüp bu ihtiyacı karşılamak olmalıdır. Görele’nin talebi budur.