Canlar canı ağabeyim Yaşar Çakır’ı tanır mısınız?Tamam, ben de tanımam, boşverin o zaman.Yok ula olur mu öyle şey? Üstadım, Yaşar Abim, Ahmet Kaçarolog olarak yaşamını sürdürür.Gıymetlimdir. Bidanemdir. Ağzının kıtırmağını yidüümdür. Muzip suratını sevdüümdür.***5-6 yıl önce, yine böyle bi bahar günü, oturup biyerlerde çay içmişiz Yaşar Abi ile.O sıralar safra kesesi sorunu var idi abimin. Pek keyifsiz, pek halsiz idi. Allah’ın tesadüfü işte, yan masalardaki bi başka dostumuz da aynı dertle daha yeni boğuşmuş’muş. Söze girdiler karşılıklı;-Yaşar Bey, benim doktor günde 2 bira verdi, düşürdüm taşı.-Seninki insanmış. Benimkisi kim bilir hangi tarikattandır? İçme dedi.***Çaylar çayları kovalarken Yaşar Çakır’ın anlattıkları, gerçekten tarihsel belge niteliğindeydi. Buyrun;* Ünlü bestekar Sadun Aksüt yeni tanıştığı Ahmet Kaçar’a; “Şu sizin güftelerden bana da gönderseniz, bi değerlendirsek” demiş. Ve yemiş tabi lafı Ahmet Amca’dan; “Yok, ben onları kendime göre yazdım”.* Avni Anıl ile Ahmet Kaçar 30 sene küs kalmışlar. Nedeni Avni Anıl’ın O’nu zorla bi şiir yarışmasına sokmasıymış. Ahmet Kaçar 4. olmuş ve 1. seçilen şiiri Avni Anıl’a gösterip sitem etmiş.* Aynı yarışmada yer alan bi çift. Çanakkaleli ve çok şıklar. Ahmet Kaçar çok meşhur o sıralar, ama hep olduğu gibi giysileri özensiz ve en arkada sessizce oturuyo falan. O çift çok şaşırmış tanıştırılınca. “Biz sizi daha değişik, daha iyi giyimli biri olarak hayal etmiştik” demişler. Ahmet Kaçar ne demiş peki; “Siz vitrin arıyonuz, Sirkeci’ye gidin”!!* Fethi Karamahmutoğlu. Makam uzmanı ve notist. Ahmet Kaçar’dan pekçok söz ve ezgiyi notaya alan şahıs. Fethi Bey için bi belgesel çekilecekmiş. Avni Anıl da gelmiş Görele’ye. Orada barışmışlar. “Burada keşke 1 ay durabilsem Ahmet” demiş, Avni Anıl.* Sibel Can, bilmeden Ahmet Kaçar’ın bi telif hakkını yemiş. Duyup çok üzülmüş ve haber yollamış; “Uçak ve otel parası benden. Gelsin helalleşelim”. Gitmemiş tabi Ahmet Kaçar.Aşağıdaki dörtlüğü belki tüm bunların birikimidir;”İnsan kamil oldu mu üstad mertebesinde / Ona madde üstünde bir değer vereceksin / Baktın tavrı değişti meclise gelmesinde / Çüş deyip sırtına bir eyer vereceksin”…***Benim de züğürt tesellilerim var Ahmet Kaçar ile ilgili. Adımı aklına getiremez;- O cımbış yazan çocuk napuyu?” diye sorarmış arada bi, Yaşar Çakır abime.Cümbüş sözcüğü Giresunca’da ”cımbış”a dönüşmüştür. Bilmeyenlere açıklamış olayım.Büyük usta Ahmet Kaçar, salt soyadımla anımsar bazen, ”Ekmekçi’ye selam söyleyin” der imiş.Şol biçare ömrüme başka bi rütbe mi isterim?Cımbış dediği, Yeşilgiresun Gazetesi’ndeki köşe yazılarım işte. Dünyadaki en büyük onurum, dünyadaki en büyük sorumluluk duygumdu Bahtiyar Dayımoğlu ve Ahmet Kaçar tarafından dikkatle takip edildiğimi biliyo olmam.Şimdi iyice yetim kaldım.***Pek ender ”konu” da gönderirdi Ahmet Amca.- Ekmekçi’ye anlatın da ahabunu yazsın”.Pisuvarda arkada bi öküz beklerken çişini yapamayan utangaçlardanım ki ben. Yaz dendi mi, yazamam. Yazamadım hiçbirini. Deyin şudur ruh halim;
“Unut beni kalbimdeki hicranla yalnız kalayım / Kimsesiz bir yavru gibi kucağında ağlayayım / Bu kaçıncı söz verişin söyle nasıl inanayım / Kimsesiz bir yavru gibi kucağında ağlayayım”…***Aradılar bigün, anladım ki Yaşar Çakır ve Ahmet Kaçar yan yanaydılar.-”Eline kağıt kalem al” dediler. Yeni yazılmıştı tahminen;”Yanmaz yeşerir ateşte şemsi elle tutan dallar / Mızrabı can, teli mekan, sazı petek, sözü ballar / Ölmeyenler ülkesinde edebi baki kalacak / Hünkar Hacı Bektaş Veli, Ozan Pir Sultan Abdal’lar”…Defalardır okudum. Bu da neydi ula şimdi diye diye şaşırıp kaldım. Yaşamım boyu Hacı Bektaş Veli’ye, Pir Sultan’a hayranlıkla bakmış, tırnakları olmaya çalışmış biriyimdir.Meğer Ahmet Amca hepisinden yüceymiş.***Görele’nin bi köyünde yapayalnız yaşayan adam… Kim bilir ne derdi vardı? Kim bilir hangi sevgiliye kavuşamayıp, çekilmişti bi kenara?Daktilo. Ud. Üzeri bitmemiş dörtlüklerle dolu sarı saman kağıtları. Bahçesinde çiçekler. Evinin yanında dere.Bırakıp gitti Gacaroon Ahmet Amca.Büyük insanların başka da bişeysi olmaz zaten.***Üzerimde kaldı, yerine getiremedim bi türlü. Bugüne kısmetmiş.Vaktiyle ortak bi dost ile haber yollamıştı Ahmet Kaçar; ”Ekmekçi bunu yazsın” notuyla yine.-”Niye geldi bilmiyum” dermiş, Trabzon’dan biri röportaja gelmiş köye, yanına.-”Nasıl durum buralarda”??Soruyu bi şiirle yanıtlamış:”Buraların manzarası çok değişti be mavalcı / Sen dereden hortuma su basan dağı soruyorsun / Saltanat bitti sultanlar fareli köyde kavalcı / Hasan’lardan kim kaldı ki Hasandağ’ı soruyorsun”…-”Herif kayboldu gitti bu dörtlüğü okuyunca. Ekmekçi’ye söyleyin” demiş Ahmet Kaçar.Başım gözüm üstüne.Ekmekçi O’na kurban olsun.***Kaçaroğlu Ahmet’i.Bi de Dayımoğlu Bahtiyar’ı…
Çok sevdi dersiniz, ardım sıra.Bigün soranım kalırsa.