..Kara iklimi egemendir buralara. Güzel yurdumuzda balkanlardan giren ilk soğuğu, karı, ayazı Edirne karşılar İstanbul, Marmara, Batı Karadeniz payını alır soğuktan, kardan. Samsun’dan içeri yönelir kar. Bize, Doğu Karadeniz’e ufak tefek esintiler gelir… Biz de çocukluk, gençlik duygularının kar’ beklentileriyle düş kırıklığına uğrarız çoğunca. Dur. Kuzeyden. Sibirya’dan gelirse soğuklar ilk vuracağı yer Ordu, Giresun, Trabzon, Rize’dir… Bizim Görele kıyılarına kimi yıllarda bir metreye yakın kar yağar… Edirne’yle, Balkanlarla ilgisi yoktur bunun. Yaşasın kuzey, Sibirya… Ördek, kaz akınları… Av…Rüstempaşa Kervansarayı, Ali Başa Çarşı’sı, Bedesten, Taşhan, Sokullu Hamamı, Sur kalıntıları, Saat kulesi, Sarayiçi, Söğütlük… geçmişin önemli kentlerinden Edirne’nin toplumsal, tarihsel anılarını taşır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında küçük bir tarım kentidir Edirne. Cumhuriyet’le gelişir. “Kültür, sanat” etkinlikleri artar. Saz, türkü, oyun varsılı illerimizdendir. Üniversite’nin kuruluşuyla giderek öğrenci kenti de olur Edirne.Uzun havaya çok az eğilimli Edirne oynak oyun havalarıyla bilinir. Edirne Türklerini 1984’te Necati Seçkin toplayarak kitaba dönüştürür. Kitabın bizimle, Görele’yle de ilgisi vardır dersem şaşırmayın. O yıllarda Edirne Valisi Görele Kuşçulu köyünden Enver HIZLAN’dır. Şiire, yazına, halkbilime düşkün olan tam bir Atatürk, Cumhuriyet Valisi Enver Hızlan, Müzik Öğretmeni Necati Seçkin’in yapıtına “önsöz” yazar.Necati Seçkin derlediği türkülerin notasını da yazmıştır. Otuz bir türkü vardır yapıtta. Edirne’nin Ardında Sümbüllü Bağlar, Sabah Sabah Seyredelim Yalıyı, Kahve Yemenden Gelir, Şemsiyemin Ucu Kare, Sabahın Seher Vaktinde Görebilsem Yarimi, Yemenimin Uçları, Ayağına Giymiş Sedef Nalini, İstanbul’dan Gelir Kayık, Alişimin Kaşları Kare, Yüksek Yüksek Tepelere, Ev Kurmasınlar, Köşküm var Deryaya Karşı, Bahçelerde Börülce Bülbülüm Altın Kafeste… Bunlardan. Edirne türkülerinin kimileri Ta Karadeniz’e, Görele’ye, köylerimize, fındık bahçelerimize dek kanat çırpmıştır radyo aracılığıyla.Bize gelenlerden benim de çok söylediğim Şemsiyemin Ucu Kare’dir:
Şemsiyemin ucu kareYok mu şu derdime çareO yar güzel ben biçare
Çaresiz dertlere düştüm Bir vefasız ele düştüm
Şemsiyemin ucu bastonSöyle canım kimdir dostunÖldürmeye var mı kastınÇaresiz dertlere düştümBir vefasız ele düştümKastın azabına düştüm
Ocak ocak kum eşerim Sensin yar benim şekerim Bilmez misin ne çekerim
Çektiklerim yar elindenŞivekarın o dilinden
Edirne’nin Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar türküsü de güzel yurdumuzun dört bir yanına uçan ezgilerdendir… Dinle dinle doyamazsın. Söyle söyle bitiremezsin…Edirne doğumlu ünlüleri anımsayalım: İnkılap ve Kadro, Toprak Uyanırsa, TEK ADAM, İkinci Adam, Menderes’in Dıramı, Enver Paşa, Kırmızı Mektuplar, Suyu Arayan Adam… yapıtlarının yazarı Şevket Süreyya Aydemir; tarihçi Ömer Lütfi Barkan, Rıza Tevfik Bölükbaşı, önemli oyun yazarımız Cevat Fehmi Başkut, Şeyh Bedrettin, İlhan Koman, Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet…Kırkpınar kenti, yağlı güreş kenti, “ciğer” kenti Edirne’ den ayrılıyoruz… Ünlü yarımadamıza ulaşacağız… Sindire sindire, duygulana duygulana Çanakkale Şehitliği’ni gezeceğiz…