Geçen hafta Çömlekçi vadisinde bulunan köylerin muhtarları bir toplantıda bir araya geldiler. 2018 yılında projesi yapılan Görele- Aydınlar- Doğankent karayolunun yapım ihalesinin geçen beş yıla rağmen neden yapılmadığını konuştular.
Konuşmak için söz alan her muhtar siyasilerin seçimden seçime bu konuda söz verdiklerini ama bu yolun genişletilmesi için hiçbir çalışma yapmadıklarını söylediler.
Bunlar Çömlekçi vadisinde bulunan köylerin bir gerçeğiydi.
Ama siyasete gelince, bu köylerin neredeyse tamamı seçimden önce söz verdiği halde sözünü yerine getirmeyen siyasetçiye ve onun mensubu olduğu siyasi partiye oy verdiler.
Bunu nasıl açıklarsınız!
Bir sorununuz ve bir gerçeğiniz var; bu sorununuzu çözmeyen siyasetçiye neden oy vermeye devam edersiniz?
Sorununuzu çözmeyen siyasi partiye oy vermek nasıl bir ruh halidir!
Hala o siyasi partiye oy vermeye devam ediyorsanız neden bu sorunumuzu çözmüyor diye yakınmayacaksınız.
Durum buysa bunun iki açıklaması vardır:
Ya siyasetçilerin kolay kandıracağı kadar safsınız, ya da durumdan memnunsunuz!
Bu yerel örnekten genel bir örneğe geçelim.
Yeni yılla birlikte memur, memur emeklisi, eski adıyla SSK ve Bağ Kur emeklisi ile asgari ücretle çalışanların aylıklarında yapılacak artışlar da gündeme geldi her yıl olduğu gibi.
Artış oranları açıklanır açıklanmaz bu kesime mensup olanlar derhal ses yükselttiler.
Bu paralarla, bu fiyatlarla biz bu ülkede nasıl geçineceğiz?
Aslında haklıydılar, gerçek de buydu!
Verilen aylıklarla bu ülkede bu ekonomik koşullarda geçinmek mümkün değildi.
Bu bir gerçekti ama işin siyasi boyutu hiç de öyle değildi.
Aldığımız aylıklara ay sonunu getirmemiz imkânsız diyen bu grubun büyük çoğunluğu bu maaşları takdir eden siyasetçiye oy veriyordu.
Alın bu oyu ve bize bu ekonomik şartlarda geçinemeyeceğimiz kadar maaş artışı yapın demişlerdi. Yakınmaya gerek yok!
Bu da işin siyasi boyutu!
Seçmen tavırlarını inceleyen bir bilim dalı var mı bilmiyoruz. Eğer varsa önce ülkemiz seçmeninden başlamalı. Bu gerçeklerle bu siyasi sonuç nasıl elde ediliyor?
Böyle bir dal yoksa derhal kurulmalı ve ülkemizin seçmen davranışlarıyla ilgili bilimsel sonuçlar ortaya koymalı.
Şuna asla itiraz etmiyoruz; her seçmen istediği her siyasi partiye oyunu serbestçe verebilmeli. Yukarıda söz ettiğimiz kesim de oylarını bugün ülkeyi yöneten siyasi partiye seve seve verebilir. Hür ve özgürler.
Hür iradenizle güle eğlene oy vererek yönetimde tuttuğunuz siyasi iktidar size bu ekonomik ortamda ay sonunu getiremeyeceğiniz kadar bir maaşı uygun gördüyse onu da öpüp başınıza koyacaksınız.
Çok da gürültü yapmaya gerek yok.
Sakın biz oy vermedik demeyin. Yine yukarıda belirttiğimiz kesime mensup kişiler ve aileleri bir yönetime oy vermeseler onların oy vermediği hiçbir siyasi parti iktidara gelemez.
Öyle sayısal bir çoğunluğa sahipler çünkü.
O kesim bu ülkede istediğini iktidar yapar, istediğini iktidardan indirir.
Biz siyaseti kendi gerçeklerimizin önüne koyduğumuz sürece ne ülke olarak ne de bireysel olarak refaha kavuşabiliriz. Ülkeler için siyaset ve siyasiler çok önemli ancak ülkemizin ve ailemizin refah ve mutluluğu siyasetten de önemli olmalı.