Giresun ve çevresindeki maden faaliyetlerinin hızla arttığını hatırlatan Şenyürek “İlimiz özellikle bakır, kurşun, çinko yatakları açısından zengin bir potansiyele sahip. Derelerimiz ve yeraltı kaynaklarımız elbette şehrimizdeki istihdam ve enerji ihtiyacı açısından önem teşkil etmektedir.
Fakat, siyasi yozlaşmadan aldıkları kuvvetle yasaları yok sayarak daha fazla kar elde etme hırsıyla; eşsiz doğamızı, çevremizi, toprağımızı, suyumuzu ve insanımızı zehirlemeyi göze alan maden şirketleriyle HES’ler artık kontrolden çıkmıştır.
Maden şirketlerinin yanı sıra HES’ler de bölgemizdeki sürdürülebilir ekolojik yaşamı olumsuz etkilemektedir. Bölgemizdeki dereler üzerine kontrolsüzce yapılan HES’ler, doğaya, çevremize ve ekolojik yaşama zarar verdiği gibi erozyon ve sel risklerini de arttırmaktadır” dedi.
Şenyürek; “Yeraltı kaynaklarımız yabancı ve yandaş şirketlere peşkeş çekilmektedir”
AKP iktidarıyla birlikte yeraltı kaynaklarının yabancı ve yandaş şirketlere peşkeş çekildiğini vurgulayan Şenyürek; “Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana devletimizin ilgili kurumları; insan ve canlı yaşamı, çevre, ekolojik denge, tatlı su kaynakları, alt ve üst yapıların korunması gibi birçok unsuru gözeterek dengeli ve sürdürülebilir bir maden politikası uygulamıştır.
AKP iktidarının ardından ise birçok alanda olduğu gibi kanunlarda yapılan değişikliklerle; canlı ve çevre yaşamı açısından kritik öneme sahip değerler hiçe sayılarak ülkemizin tüm yeraltı kaynakları yabancı ve yandaş şirketlere peşkeş çekilmiştir.
‘Son 15 yılda 386 bin yeni maden ruhsatı’AKP iktidarı öncesi 79 yıllık dönemde verilen maden ruhsat sayısı 1186 iken, son 15 yılda 386 bin yeni maden ruhsatı verilerek yurdumuzun dört bir yanında havamız, suyumuz, toprağımız, insanımız zehirlenmeye, açık ‘Ekokırım Suçu’ işlenmeye başlanmıştır” ifadelerini kullandı.
Son olarak Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasının yakın bir geçmişte Şebinkarahisar’da yaşandığını hatırlatan Şenyürek; “AKP’li yandaş şirketin ortak olduğu Anagold firmasının Erzincan İliç’te neden olduğu facianın benzeri daha önce Şabinkarahisar ilçemizde de yaşanmış, 18 Kasım 2021 tarihinde bir maden işletmesinin atık havuzunda meydana gelen çökme sonucu çevre felaketi yaşanmıştı.
Yasaların, mahkeme kararlarının ve ÇED yönetmeliklerinin hiçe sayıldığı, yandaş şirketlere kolaylıkla ‘ÇED Gerekli Değildir’ raporlarının sağlanarak her türlü yağma ve talanın yolunun açıldığı bu düzen, Giresun’un neredeyse tamamını kapsayan yeni maden ruhsatlarıyla bizleri tehdit etmektedir” şeklinde konuştu.
Şenyürek, Doğankent ilçesine bağlı Çatalağaç Köyünde faaliyet gösteren bir maden şirketinin oluşturduğu tahribata ve tehlikeye dikkat çekerek, “Son dönemde adını sıklıkla duyduğumuz AKP’li bir milletvekiline ait maden şirketi, Çatalağaç Köyü ve çevresinde yarattığı çevre tahribatıyla tarım alanlarını ve tatlı su kaynaklarını yok etmekte, köy yollarını ağır tonajlı kamyon ve iş makineleriyle kullanılamaz hale getirmektedir” dedi.
“Temiz su kaynakları madenler tarafından ediliyor”Şenyürek ayrıca, AKP’li maden şirketinin mevcut kapasitesinin ve atık depo tesisinin büyütülmesi için yeni bir süreç başlattığına da dikkat çekerek, “Halihazırda 230 bin metreküp hacme sahip atık havuzunun 2,2 milyon metreküpe arttırılması için işlemlerin başlatıldığını öğreniyoruz. Mevcut atık havuzlarından tonlarca kimyasal atık suyun sızıntı ile bölge toprağına ve Harşit Çayına karıştığı, Tirebolu Söğütağzı’nda yapımı ihale edilen içme suyu projesinin madenin genişletilmesi nedeniyle iptal edildiği iddia ediliyor.
Çağımızın en temel sorunlarından iklim krizi nedeniyle temiz su kaynaklarının korunması gerekirken, tarım ve insan yaşamı için hayati öneme sahip bu kaynaklar maden şirketleri tarafından gasp edilmektedir.
Coğrafi yapısı nedeniyle, heyelan riski altındaki bu bölgelerde; hukuk tanımayan vahşi madencilik faaliyetlerinin daha da genişletilerek sürdürülmesi, bölgeyi büyük bir tehdit altına alarak yeni çevre felaketlerine kapı açmaktadır” uyarısında bulundu.