Bektaşı’ın yaptığı açıklama şu şekilde oldu;
“Sevgili Giresunlular;
Henüz seçim kampanyasının başında, Giresun’un sorunlarını, başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve halkımıza anlattık. Saadet Partisi olarak, anlatılan masalların ardındaki gerçeklerin görülmesine vesile olduk. Bu gerçeklerin ortaya çıkmasından rahatsız olanlar, elbette boş durmayacaktı. Süslü algılar ve siyasi manipülasyonlarla var olabilenler, ayaklarının altındaki zeminin kaybolduğunu görmüş ve Giresunluların şahsıma ve Saadet Partisi’ne gösterdikleri teveccühten rahatsız olmuşlardır.
Siyaset hayatımızın dışında ticaretle de uğraşan biri olarak, iş hayatının olağan akışı içerisinde oluşabilecek sorunlarla karşılaşıyoruz ve kimi zaman bu sorunlar dava konusu da olabiliyor.
Tarafımca hukuki haklılığımıza rağmen, Belediye Başkan adaylığımız uygun görülmemiştir. Ancak, Saadet Partisi’nin şahıslar üzerinden siyaset yapma kültürü yoktur. Saadet Partisi’nin anlayışı, dürüst, halktan yana, adil bir yönetim oluşturmak ve kaynakların doğru bir şekilde halkımızın yararına kullanılması, israf edilmemesi gibi bir derdi vardır.
DAVULA VURDUK ZURNADAN SES GELDİ!Seçim süreci başladığı günden bu yana Giresun Belediyesini kazanmamız durumunda neler yapacağımızı kamuoyuna açıklamaya başladık. Özellikle beş yıllık AKP yerel yönetiminin halkımıza verdiği sözleri tutmadığını şehrimizde yaşanan sorunları yerinde dile getirdik. Arkadaşların nasıl rahatsız olduklarını gördük ancak biz kendilerinden cevap beklerken ses başka mecralardan geldi.
KİMSE BİZİ TEHDİT ETMESİN!Haberin sonunda bizlere aba altından sopa gösterilerek ‘Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.’ şeklinde mesaj gönderilmeye çalışılmış bizim mesajla tehitle işimiz olmaz biz kalbinden ne geçiyorsa dilinden çıkan sözün aynı olduğu bir ahlaka sahibiz.
Dereli’de bungalov odalarında Belediye Başkan Adaylığı pazarlığı yapanlar bu pazarlığın içerisine ne gibi şartları dahil edenler bizim ahlakımızı sorgulamasın.
Bir resmi kurumda çevre yönetimini ve denetimini kişiye göre yaptıranlar bize yüz kızartıcı suçtan bahsetmesin.
Bizler üzerinde prim yaparak matbu işlerini alan gerekli faturaları yazan kaderinde yazgısı olduğunu unutmasın”