heye-CAN

Ablam Ankara’da, Kolej’de. Abim İstanbul’da, Gassaray Lisesi’nde…Evin en tıfılıyım. Daha ilkokula başlamışım bense.Tek çocuk kalakalmışım anamın-babamın dizleri dibinde.***Dışı lacivertimsi, hafiften morumtrak bi kitap…İçine babam mavi tükenmez kalemle bişiler yazıp duruyo;İşte, bi ok çıkarmış ”r harfi eksik” yazmış. Başka sayfada bi diğer ok, misal, ”s harfi hiç yazılmamış” demiş. Büyüdüğümde başıma geldi de öğrendim. Tashih imiş bunun adı edebiyatta.***Derken. Evimizin holünde balya balya kitaplar buldum bi sabah.Bilemedim şimdi? 5 balya mıydı, 10 balya mıydı? İçlerinde; bu lacivertimsi morumtrak kitaplar.Orası kesin!***Büyüdüğümde anladım.Giresun Halkevi’nce bastırılan CAN AKENGİN Şiirler Nesirler kitabından (Fiskobirlik Matbaası / 1972) bol bol almış. Eve getirmiş babacaazım.Halk Evi başkanıdır muhtemelen o dönem ve dayısının kitabıdır nihayetinde. Babam almayacak da kim alacak?Eşe dosta armağan etmek içindir tahminen, başka niye olacak?***(Bu arada?? Fiskobirlik Matbaası?? Ne hoş geldi kulağınıza di mi?? Fındığın başkenti böyle olunur işte, di mi? Şimdi var mı öyle bi matbaa? Yok, di mi?)***Uzatmiyim, bu kitaplar yıllardır yoktu ortada. Kaybolup, gittilerdi.Bendeki tek nüsha bile işyerimden çalınmıştı.İnşallah Fransa’da, kitap kurdu abimde 1 adetcik vardır diye düşündüğümü, üzüldüğümü iyi bilirim.***3 yıl kadar önceydi.Şehrimin kültür-sanat duayeni, sevgili Uğur Karaibrahimoğlu aradı bigün. Halamın kızının eşidir. Çok yakınımdır yani. Bana gırgırına resmi hitaplarda bulunur;-”Alo Sayın Ekmekçi”!-”Efendim enişte, emret”!-”Can’ın eski kitabından bi miktar var elimizde. Çevre Kültür Derneği olarak sizin Bilgi Yurdu’na hediye etmek istiyoruz”.-”O meşhur lacivert kitaptan mı”?-”Evet Sayın Ekmekçi”!(Zamanın durduğu an idi. Tüylerimin diken olduğu. Gözlerimin dolduğu)-”Nasıl olur? Hâlâ var mıymış ki? Harika bi haber yaa! Kem-küm? Elbette kabul enişte”!***Elde bi biçimde kala kalmış 104 adet kitap Bilgi Yurdu’muza ulaşmıştı ertesi akşam.Baktım, balyalar, aynen o balyalar. O denli eski. O denli asil. O denli yıpranmış.Sarıldım sarıldım ağladım;-”Babam babam babam”……….(Hani 2. Cumhuriyetçi dangalak Orhan Pamuk nobel almış da çok iş olmuş!! Koskoca Yaşar Kemal üstad alamamış da yazık olmuş!!! Bencileyin bi garibanın teslim aldığı o tozlu balyaların yanında nobel kaç kuruş eder arkadaş)(Kendimi ”Dümbüllü’nün kavuğunu” devralmış gibi hissediyordum yeminle)***Giresun’da alışık olunmadık bişeydi bu kadir kıymet bilinmesi.Bilen kişinin halamın damadı olması, bilinen kişinin Gürsel Ekmekçi olması gerçeği değiştirmez.Ben yazmazsam kimse yazmayacaktı nasıl olsa, Can Akengin gibi ben de ”yitikliğimle” kalacaktım.Not alın şehrin tarihine kardeşim, belki iki gram insan olur, bizden sonrakiler!***Dostlarım,Sadece elinin değmesi yönüyle bile baba yadigarı gözüyle gördüğüm bu kitaplardan 15-20 tane kaldı elimizde. En geç seneye falan yok olup gidecekler yani.Ben de haketmiş birisine emanet etmeyi planlıyorum artık, Can’ımızın kitaplarını… Dümbüllü’nün kavuğu misali…Ama göremiyorum, Giresun’da öyle biri yok maalesef. O donanımda, o kalibrede biri yok. Bu kutsal emaneti bi kuşak daha ileri taşıyacak biri yok. Güvenebileceğim biri yok, inanabileceğim biri yok.Bulursanız, lütfen bana gönderin.