Mustafa Kemal Atatürk, 02.11.1937 tarihinde TBMM’deki söylevinin bir bölümünde şöyle demiştir: “…Şimdi arkadaşlar, ekonomi hayatımızı gözden geçireceğim. Derhal bildirmeliyim ki, ben, ekonomik hayat denince; ziraat, ticaret, sanayi faaliyetlerini ve bütün nafıa işlerini, birbirinden ayrı düşünülmesi doğru olmayan bir kül sayarım. Bu vesile ile şunu da hatırlatmalıyım ki, bir millete müstakil hüviyet ve kıymet veren siyasî varlık makinesinde, devlet, fikir ve ekonomi hayat mekanizmaları, birbirlerine bağlı ve birbirlerine tabidirler. O kadar ki, bu cihazlar birbirine uyarak aynı ahenkte çalıştırılmazsa, Hükümet makinesinin motris (çekici-lokomotif) kuvveti israf edilmiş olur, ondan beklenen tam verim elde edilemez. Onun içindir ki, bir milletin kültür seviyesi, üç sahada; devlet, fikir ve ekonomi sahalarındaki faaliyet ve başarıları neticelerinin hâsılası ile ölçülür…”Büyük Atatürk, her şeyin bir bütün olduğunu, birbiriyle ilişkili olduğunu, yönetim erkinin uyumlu çalışması gerektiğini, bu uyum olmadığında devletin çekici gücünün etkisinin olamayacağını, devletin verimli çalışamayacağını dile getirmiştir. Sanki o tarihte bugünleri görmüş. Ne dersiniz? *** Biliyorsunuz; yaşamakta olduğumuz ekonomik krize karşın Cumhuriyetin yüzüncü yılı nedeniyle emeklilere 5.000 lira ikramiye verilmesi gündeme gelmişti. Ancak, yasalaşma aşamasında emekli olup da ücretli çalışanlara, çiftçi kayıt sistemine dâhil olanlara, esnaflık ve ticaret yapanlara verilmeyeceği yönünde düzenleme yapıldı. Nitekim sayılanlar bu ikramiyeyi alamadılar. Bu düzenleme, ilk yapılan açıklamalara göre farklı sonuçlar ortaya çıkarmıştı. Daha sonra toplumdan gelen tepkiler üzerine geri dönüldü. Şimdi, görüşülmekte olan torba yasaya dâhil edilerek, alamayanlara da ikramiyeyi verilmesi yönünde düzenleme yapılması sürecinin içindeyiz. *** Kamuda çalışmaya başladığımız yıllarda bir bakanlık kanun tasarısı hazırladığında diğer bakanlıklara göndererek, görüş isterdi. Her bir bakanlıkta da şube müdürlüğü düzeyindeki birimlerine kadar inilerek görüş alınırdı. Deyim yerindeyse devletin her bir hücresinin düşüncesi alınarak görüşlerin birleştirilmesi, farklı seslerin duyulması sağlanırdı. Daha doğrusu en iyisi, mükemmeli aranırdı. En sonunda bu görüşler birleştirilerek bakanlık görüşü olarak geri bildirim yapılırdı. Günümüze göre 50 yıl geriye giden bu işlemler bütününün zamanla esnetildiğini ve uygulamadan kaldırıldığını da söylemeliyim. Yani, aşınma ve bozulma yeni değil. Adım adım bugünlere geldik. Kamu yönetimi liyakat, kıdem ve kariyer demektir. Bu alandaki aşınmanın tüm toplumsal yaşamı olumsuz etkileyeceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yok!Anlaşılıyor ki, 5.000 Liralık ikramiyenin gündeme getirilmesinden önce hiçbir etüt, analiz yapılmamış! Devlet aklı işletilmemiş, ilk akla gelen uygulanmaya çalışılmış! Müjde ile uygulama arasında da farklılığın etkileri ve yükü üzerinde hiçbir biçimde düşünülmemiş! Kamu yönetimi, konu üzerine hiç düşünmemiş!Yaklaşık 15 milyon emekliye 5.000 lira ikramiye verilmesinin maliyetinin, bütçe içindeki payının büyük olmadığı açıktır. Aynen, kamu araçlarının araç kiralama veya akaryakıt giderleri gibi devede kulak sayılır! Bununla birlikte, emeklilerin ayrıştırılmasından önce hiç mi, verilerin analizi yapılmamıştır? Örneğin, 1.000 liralık dilimlere göre tüm emekliler tasnif edilmiş midir? Yüzdesel dilimleri neden saptanmamıştır? Emekli olduğu halde çalışanların sayısı ve hangi maaş dilimde olduklarının verileri, neden çakıştırılmamıştır? Maaş dilimlerine göre fazla emekli maaşı alanların çalışan emekliler içindeki oranı ile en alt düzeyde maaş alanların oranı, neden karşılaştırılıp, saptanmamıştır? Kira geliri elde edenlerin, hangi maaş diliminde oldukları saptanmış mıdır? Kira geliri yönünden bir veya daha fazla konut kirası elde edenler yönünden neden bir analiz yapılmamıştır? Yüksek maaş alanların kira gelirleri arasındaki ilişki saptanmış mıdır? Çiftçi kayıt sistemine dâhil olan emeklilerin aldıkları destekler saptanmış mıdır? Destek miktarları ile maaş dilimleri arasındaki ilişki saptanmış mıdır? İkramiye miktarı ile destek miktarı arasında bir ilişki analizi, neden yapılmamıştır? Aynı biçimde esnaf ve tacir olanların gelirleriyle emekli maaşı dilimleri arasındaki oransal ilişki ve değişim, neden ortaya çıkarılmamıştır? Özetle, konuya ilişkin verilerin tümünün analizi yapılmalıydı, her bir seçeneğe göre bütçeye olası yükünün hesabı önceden çıkarılmalıydı. Bütün bu analizler yapılmış olsaydı, üç aydır gündemi işgal eden emeklilere ikramiye verilmesi tartışması ortadan kalkardı. Bu tartışmalar tüm emekliler arasında üzüntü yarattığı gibi ayrışmanın oluşturduğu farklılaştırma insanları karşı karşıya getirmiştir.***Peki, neden böyle oldu? Kanımızca ilk nedeni kamu yönetiminin liyakatsizliğidir. İkramiye verilmesi sürecinde verilerin analizi yapılmayarak bir kez daha liyakatsizlik ortaya konulmuştur. Kamu görevlileri, liyakatli olsaydı; belirtilen analizler yapılarak, ayrıştırmanın etkisizliği gündeme getirilirdi. Acaba, ikinci neden olarak kontrollü kaos düşüncesinin ve davranışının bir parçası olarak böyle bir uygulama mı yapıldı, üç ay toplum neden oyalandı diye sormaktan kendimizi alıkoyamıyoruz? Ya da, ağa ile maraba hikâyesi mi? Büyük Atatürk’ün 1937 yılında söylediği gibi her şey bir bütün olarak görülmüş, birbiriyle ilişkili olduğu anlaşılmış olsaydı, böyle mi olurdu? Yönetim erkinin uyumlu çalışması olsaydı, çok kısa sürede böyle çelişkiler yaşanır mıydı?