Güzel şeyler olsun istiyorum, iyi şeyler, umutlu şeyler…Acıların uğramadığı düşler, yalanların soldurmadığı hayaller, kötülüğün uğramadığı idealler, bencilliğin kuşatamadığı gayeler. Yarım kalsın ve soğusun istiyorum uzayıp giden muhabbetlerin gölgesinde bardaktaki çaylar. Fikirler uçuşurken havada gök tanıklık etsin istiyorum düşüncelerin masumiyetine, duyguların yüceliğine. Günler günleri kovalarken, gözler gözleri ararken sözler ısıtsın istiyorum içimizi ve sarsın istiyorum görünmez elleriyle ruhumuzu sonsuzun kanatları. Günlük güneşlik şarkılar söyleyelim gönüllerimizdeki gamı, kasaveti, kederi, elemi dağıtacak. Kitap yapraklarına, defter sayfalarına, duvar aralarına şiir temrinleri, öykü eskizleri çiziktiriverelim. Bir iyilik yapıp kendimize, hiç tanımadığımız birilerine iyilikler yapalım, dualar edelim, selamlar verelim, güzel dileklerde bulunalım. Her zaman geçtiğimiz bir sokağın evlerini, dükkanlarını, kaldırım taşlarını, kapı baca önünde oturanlarını ilk defa görüyormuş gibi selamlayalım. Yanağına bir öpücük konduralım köşedeki dilencinin. Fiyakasını bozmayalım bozsa da ayarımızı bakkal çırağının. Gülümseyelim biz yine de selamımızı görmezden gelen edebiyat muallimine. Kusuru hep başkalarında değil biraz da kendimizde arayalım. Dilimizin ucuna kadar geleni bu kez olsun gün ışığıyla tanıştırmayalım. Yarısı yenmiş ekmeğimizle evimize vardığımızda sanki hiç ayrılmamışız gibi bir hisle kapıdan içeri süzülüverelim günün tüm yorgunluğunu arkamızda bırakarak. Sabah bıraktığımız gibi sımsıcak karşılasın sevdiklerimiz bizi. Sofra dağılmamış, müzik susmamış, sevinçler azalmamış olsun. Günler akıp gitmesin birbirinin aynısı. Takvimden sayfalar eksilirken çoğalsın hatıralarımız. Uzamasın küskünlüklerimiz, yükselmesin seslerimiz, birikmesin kederlerimiz. Yürüyelim sahilde dudağımızda sabah radyoda çalan şarkının nağmeleri, üstümüzde çığlık çığlığa martılar, önümüzde sağa sola kaçışan kediler, elimizde sevdiğimizin eli, gönlümüzde tüm insanların sevgisi. Soluklanalım yol boyunca serpiştirilmiş bankların birinde. Bir süre hiç konuşmadan kıyıda dalgaların kumsala koşusunu seyredelim ve aynı anda, aynı cümle dökülsün dilimizden. Gülümserken birbirimize kirpiklerimizi ıslatan birkaç damla gözyaşına şükredelim. Gelip geçenlere ve de ansızın bastıran yağmura aldırmadan koşalım kumsala doğru kanatlanmış köpüklü dalgalara. Sıyrılarak tüm kimliklerimizden yeniden çocuk olalım. Bir filmden ya da bir romandan fırlamışçasına kumsalı az sonra silineceğini bile bile sevdiğimiz kelimelerle, şekillerle dolduralım.Kelimelerimi göçmen kuşlara emanet ediyorum, sevgimi cümlelere. Yüreğimi cümlelerle süslüyorum, cümlelerimi rengarenk çiçeklerle. Gönlümden havalanan uçurtmaların iplerini kalbimden saçılan kelimelerle bağlıyorum gökyüzüne. Gönül salıncağımda ebedi uykusuna bıraktım düşlerimi…Kelimeleri kalbime indirene, kalbimden dilime dökene hamdolsun. Sözcükleri yüreğime sevdirene, sevgiyi cümlelere dönüştürene şükürler olsun. Sevgiyle, hoşça kalın…