KAPTANIN KÖŞESİ/ BÖLÜM-24

Değerli Okuyucularım, Malatya’daki anılarıma devam ediyorum.  
4 UÇAK HAVA YER ATIŞI PLANLANMIŞ 
Bir sabah mesaiye gelmiş ve sabah brifingi için brifing salonunda toplanmıştık. Brifinglerde önce, varsa meteoroloji memuru, yoksa filoda görevli bir uçucu tarafından meteoroloji brifingi yapılırdı. Daha sonra eğitim subayı ya da eğitimde çalışan görevli bir uçucu tarafından eğitim brifingi yapılırdı. Brifing de o günkü uçuşlar ve uçucuların isimleri yansıya yazılmış olarak ekrana yansıtılıyordu. 
Ben filoya katılışımdan bir yıl sonra hem 4 lü kol lideri hem de uçuş öğretmeni olmuştum. Benim o günkü uçuşum, ben 4 lü kol lideri olarak uçuyor ve Akdemir Komutanım 3 numara olarak hava yer atışına planlanmıştık. Bizim brifing yaptığımız saatlerde Komutanımız her sabah diğer birlik komutanlarıyla sabah brifingi yapıyordu ve dolayısıyla ancak uçuş saati geldiğinde planlandığı filoya geliyordu. 
Komutanım çok iyi bir uçucuydu ve askerlik hayatında her şeyi 1’inci olarak bitirmişti. Bu bilgileri daha sonra biyografisinden öğrenmiştim.  
O gün 4 uçak hava yer atışı için kalkmıştık. Genellikle yüklenen standart mühimmat 4 tane 25lb lik bomba, 2 tane roket ve 100 adet makinalı top eğitim mermisi şeklindeydi. Kalkışı takiben toplanıp atış sahasına giderken üs komutanımın uçtuğu uçakta şu an hatırlayamadığım bir arıza meydana gelmiş ve atışı iptal ederek inişe gitmişlerdi, biz ise 3 uçak normal atışımızı yapmış ve sonra inişe gelmiştik. 
HAVUZ BAŞINDA RESEPSİYON 
1983 yılında, Konya’da konuşlanmış olan 2’nci Ordu Komutanlığı Malatya’ya taşınmıştı. Ordu Komutanlığı’nın Malatya’ya taşınması ile çok sayıda lojman, ordu pazarı, spor tesisleri, çok büyük bir çay bahçesi ve daha sonra ise personel için yüzme havuzu yapılmıştır. Bu saydığım yerleşim birimleri çok eski yerleşim olan havacıların lojman ve restoranının hemen bittiği yerden başlayarak çok büyük bir alanı kaplamıştır.  
Biz havacıların havuz başı dediğimiz yerde restoran ve kullanıma açık olmayan havuzlu bir alanda akşam yemek ve eğlenmek imkânı vardı. Havuz başı dediğimiz yerde filo geceleri, bazı ulusal gün kutlamaları, bir sebeple birlikte olduğumuz kutlamalar ya da tayin olan arkadaşlarımız için veda yemekleri düzenlenirdi. Şu an sebebini hatırlayamadığım çok yüksek katılımlı bir kokteyl düzenlenmiş ve 2’nci Ordu Komutanı Org. Adnan Doğu’da kokteyle katılmıştı. Adet olduğu üzere, kokteyllerde ziyaretler yapılıp kısa süreli konuşmaların ardından başka gruplara gidilir ve böylece diğer filolarda olan arkadaşlarımızla görüşme fırsatımız olurdu. 
Eşimle elimizde kokteyl kadehleri biraz uzakta olan devre arkadaşlarımızın olduğu istikamete doğru hareket ediyorduk. Yürürken, bizden 4-5 adım uzaklıkta Üs komutanımız Hv. Plt. Tuğg. Lütfi Akdemir, 2’nci Ordu Komutanı Org. Adnan Doğu ve şu an kim olduğunu hatırlayamadığım üçüncü bir kişi konuşuyorlardı. Yanlarından geçerken tam kafa selamı vermek üzereydim ki Akdemir komutanım ordu komutanımıza şunları söyledi.” Komutanım işte beni tavla ve teniste yenen Üsteğmen bu” dedi. Çok utanmıştım ve ne söyleyeceğimi bilememiştim.  
Bu söyleminin ciddi olmadığını bildiğim için kısa sürede şok durumumu atlatmıştım ve bu konuşmaları ömür boyu kalbimin bir köşesinde hatıra olarak saklıyorum. 
  
 Maalesef 09.09.1985 tarihinde çok sevdiğimiz devre arkadaşımız Hv. Plt. Ütğm. Hüsamettin İmre’nin Konya’da F-100C uçağı ile tecrübe uçuşunda şehit olduğu haberini almıştık. Ruhun şad olsun sevgili devrem, seni hiç unutmayacağız. 
GİRESUN YOLCUSU KALMASIN 
 Şimdi sizlere 42 yıllık uçuculuk hayatımda en çok keyif aldığım bir uçuştan bahsetmek istiyorum. 1986 senesinde Malatya, 173’üncü filoda görevliyken öyle sanıyorum ki temmuz ya da ağustos ayında, 2 uçak Perşembe Radarına önleme görevi için planlanmıştık. 
Kısaca, bu görev hakkında bilgi vermek istiyorum. Radar Kontrolörü ekranında her iki uçağında ekolarını (yansıma görüntülerini) seçtiği ekranda takip eder. Her iki uçağa 180 derece farklı istikametler vererek bir müddet uçmalarını ve mesafe olarak açılmalarını sağlar. Daha sonra farklı irtifalar vererek dönüş başları verir ve uçakların birbirlerine yaklaşmalarını sağlar. Bu bizim, çalıştığımız radara pratik yaptırmak, eğitimlerini güncel tutmak için barış zamanı yaptığımız bir hava önleme eğitimiydi. Bu eğitimin gerçek şartlarda nasıl yapıldığının şu an için önemi olmadığını düşünüyorum, zira anlatacağım hikayem önleme görevi ile ilgili değil. 
Bir öğlen uçuşunda 2 uçak Malatya, Erhaç Üssü’nden Perşembe Radarı kontrolünde önleme görevi için kalkış yaptık. Ben 1 numara ve devre arkadaşım Hv. Plt. Yzb. Ali Nebi Karaca 2 numara olarak kalkış yaptık. Kalkıştan itibaren radar kontrolünde olduğumuz için bir süre sonra kuzey istikametine döndük yani başımız 360 dereceydi. Verilen irtifayı aldık ve yaklaşık 155NM (deniz mili) olan mesafeyi 20 dakika da uçmuş, Perşembe Radarının kontrolünde önleme görevlerine başlamıştık. Önlemeler esnasında radarın her iki uçağı açtığı mesafe yanılmıyorsam 55 KM (30 NM) civarındaydı. Perşembe ile benim memleketim olan Giresun arasındaki mesafe havadan direk olarak 50KM olduğu için 2 uçak arası mesafe açılmalarında Giresun’u net olarak görebiliyordum. 
Perşembe Radarı ile planladığımız görevi bitirmiş ve alçalarak Giresun üzeri 1000feet irtifadan geçeceğimizi radara bildirmiş, görerek şartlarda olduğumuz için radardan yardım talep etmemiştik. Radar, geçiş sonu rapor etmemizi ve temas kurmamızı söyledi. 2 numara uçan Yzb. Karaca yaklaşık 500m geride ve 150m üstte uçarak beni takip ediyordu. 
GİRESUN VE ÇUKURKÖY ÜZERİNDEN UÇTUM 
Ben o gün 1000feet yüksekliğin altına inmeden, normal profil süratinde (650km/saat) 2 kez Giresun üstünden batı-doğu, dönüp tekrar doğu-batı istikametinde geçmiştim. Hiçbir uçuş emniyeti ihlali yapmamıştım, sadece dönüş profilimizin başlangıcını Giresun olarak seçmiştim. Giresun üzerinden geçişi takiben yine rotamız üzerinde bulunan doğup büyüdüğüm köy olan ve şehir merkezine 7 NM (13km) mesafede bulunan Çukurköy üzerinden de 1000feet irtifadan, normal profil süratinde geçmiş ve yıllardır hayalini kurduğum doğup büyüdüğüm köyüm ve şehrimin üzerinden uçtuğum için çok büyük zevk almıştım. 
Daha sonra profilimizin sonunda tırmanmış ve tekrar Perşembe Radarının pozitif kontrolünde verdiği irtifayı alarak Malatya/Erhaç üssümüze geri dönmüştük.  
Değerli Okuyucularım, haftaya köyüm Çukurköy üzerinden geçtiğimdeki anılarımı ve Hava-Hava eğitim hedefi olan bir Dart’ın vuruluş hikayesini sizlerle paylaşacağım.  
Sevgiyle kalınız.