KARADENİZ’DE KÖŞE KAPMACA

Azak Denizi dahil 461 bin kilometre kareyi kaplayan, yani Fransa’dan biraz küçük Almanya’dan da biraz büyük bir iç deniz olan Karadeniz’in, dünyadaki jeopolitik gelişmelerin alengirli iniş çıkışlarına uygun şekilde, katma değerinin giderek arttığı günleri yaşamaktayız. Rusya Devlet Başkanı Putin’in, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yeniden alevlendiği 2022 yılının Şubat ayından bu yana 15 Aralık’ta ilk kez düzenlediği basın toplantısında kullandığı ifadeler, Karadeniz’de küresel iklim değişikliğinin ötesinde bir ısınmanın yaşanacağına delalet ediyor. Odessa liman kenti üzerinde hak iddia eden Rus lider ne diyor; “Ukrayna’nın güneydoğusu her zaman Rusya yanlısıydı, çünkü burası tarihi olarak Rus toprağıdır. Rus-Türk savaşları neticesinde Karadeniz bölgesinin tamamı Rusya’ya dahil olmuştu. Ukrayna’nın Karadeniz’le ne ilgisi var? Ne Kırım’ın ne Karadeniz bölgesinin Ukrayna ile hiçbir bağlantısı yok. Bunu biz biliyoruz. Herkes biliyor.” Ukrayna cephesinde ordusu çuvallayan Putin’e bu sözleri söyleten, hasmı Zelensky’nin Washington’dan 64 milyar dolarlık yardımı alamadan eli boş dönmesi oldu. Dahası Macaristan’ın da 50 milyar avroluk Avrupa Birliği fonunu bloke etmesiyle, Zelensky yönetiminin 2024 yılında savaşı sürdürmek için sayılı günü kaldığını düşünenlerin sayısı arttı. Zelensky’nin içerisinde kulaç attığı çaresizlik çukuru Kremlin Sarayı’nın özgüvenini o denli artırdı ki, Putin savaşın başlangıcından bu yana ikinci kez ülkesini terk edip Körfez ülkelerini de ziyaret edebildi. Rus liderin Karadeniz konusunda söylediklerine dönecek olursak, donanması Karadeniz’in batısında faaliyet gösteremeyecek hale gelen, sancak gemisi Moskova kruvazörü batırılan, hatta Sivastopol limanında barınamayacak hale gelen donanması için Abhazya kıyılarındaki Ochamchire limanına sığınmak zorunda kalan bir ülkenin lideri için, hayli iddialı ifadelerdi. Geçtiğimiz yazılarımda, Karadeniz kıyısındaki her deniz ve hava limanının, her kilometre karayolunun ve her metre demiryolunun değerinin artacağını ifade etmiştim. 2008 yılındaki Rusya-Gürcistan savaşının ardından bağımsızlığını ilan eden Abhazya’nın, Ochamchire limanını Rus donanmasına açması, Karadeniz’in kıyılarındaki her girintinin ne kadar önemli olduğunun kanıtı. Rusya ve Abhazya arasında Ochamchire limanının kullanımına ilişkin bir anlaşmanın yakın zamanda imzalandığı biliniyordu. Batılı istihbarat kaynaklarının bölgeden elde ettiği uydu görüntüleri, limanda yüksek tonajlı Rus donanma gemileri için inşaat faaliyetleri yürütüldüğünü ortaya koyuyor. Uzmanlar, limanın Rusya’nın Karadeniz filosundaki her sınıftan geminin yanaşabileceği standartlara uygun hale geldiğini belirtiyorlar. Bu noktada Ukrayna ve Gürcistan yönetimlerinin bir uyarısı söz konusu. Ochamchire limanının Ukrayna’ya düzenlenen saldırılarda kullanılması halinde buranın da hedef alınabileceği ifade ediliyor. 2024 yılında savaşın son bulmasını beklerken Karadeniz kıyılarının doğusunun da kavgaya dahil olması sürpriz olmayabilir.
SÜVEYŞ’TEN KAÇAN KARADENİZ’E GELİR Mİ?2021 yılında bir konteyner gemisinin Süveyş Kanalı’nda karaya oturarak 6 gün süreyle trafiği engellemesi, Covid-19 salgını nedeniyle alt üst olan küresel tedarik zincirini daha ağır bir krizle karşı karşıya bırakmıştı. Avrupa, otomotiv sektöründen, tuvalet kağıdı ve gıdaya kadar geniş bir yelpazede pek çok ürünün yokluğunu yaşamıştı. Şimdi bu krizin daha katmerlisi İsrail’in Gazze’ye saldırısının yan etkisi olarak gelişmekte. Yemen’deki İran destekli Husi’ler Kasım ayının ortasından itibaren Uzakdoğu’dan gelerek Kızıldeniz’e giren gemilerin kullandığı Babu’l Mendeb Boğazı’ndan geçen gemileri ve İsrail’in Eilat limanını hedef almaya başladılar. Deniz hedeflerine karşı kullanılan güdümlü füzeler ve kamikaze dronlar 1 aydır Kızıldeniz üzerinde uçuşuyor. Şu ana kadar batan bir gemi olmasa da küresel deniz ticaretinin yüzde 50’sinden fazlasını elinde tutan uluslararası denizcilik şirketlerinin 5’i ve İngiliz enerji şirketi BP, Kızıldeniz-Süveyş Kanalı-Akdeniz rotasını kullanmayacaklarını açıkladılar. Bölgedeki ABD ve İngiliz savaş gemileri İsrail’i hedef alan füzeler ve kamikaze dronları imha etmekte yüksek başarı gösterseler de, genişliği 26 kilometreye kadar düşen boğazdaki yoğun trafiği güvence altına almak için yeterli olamadılar. İşte burada, “Denizlerde seyir özgürlüğü” bahanesiyle ilgisini çeken her coğrafyaya musallat olmayı kendisine şiar edinmiş olan ABD hemen ortaya çıktı. Hafta içerisinde ABD Savunma Bakanı Austin ve Genelkurmay Başkanı Charles Q. Brown, Körfez bölgesi ve İsrail’de zuhur ederek yeni gelişmeyi müjdelediler! 19 Aralık günü itibarıyla Babu’l Mendeb Boğazı’nda Refah Muhafızı Operasyonu’nu (Operation Prosperity Guardian) yürütecek çok uluslu bir gücün kuruluşu ilan edildi. Bu güce katılan 10 ülke şunlar oldu: ABD, İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya, Kanada, Hollanda, Norveç, Seyşeller, Bahreyn… İnsan bu listeye bakınca “Kimin refahının muhafızlığı yapılacak acaba?” diye sormadan edemiyor. Gelişmeler, yakın tarihe meraklı olanlar için 1984-1988 yılları arasında Irak-İran Savaşı’nın denize yansıyan “Tanker Savaşları” boyutunu anımsatıyor. Bu konuyu ilerleyen haftalarda daha detaylı ele alacağız ama şu soruyu gündeme getirmekte de fayda var: Süveyş Kanalı’nın kırılganlığı bu denli artarken, Orta Koridor, Zengezur Koridoru, Basra Kalkınma Yolu Projesi ve Karadeniz limanlarımızın önemi daha iyi anlaşılmıyor mu? Giresun Limanı’ndan ilk konteyner gemisi yola çıktı! Bölge ekonomisi canlanacak!Giresun Limanı’nda konteyner taşımacılığına başlandı. Yaklaşık 2 milyon dolarlık kedi maması, maden ve rafine yağ ürününün bulunduğu konteynerlerin yüklendiği gemi, Giresun’dan Tekirdağ Limanı’na gitmek üzere yola çıktı. Giresun limanından yapılan ilk ihracatla ilgili ayrıntılar paylaşıldı. Toplam 229 adet konteynerin yük elleçlemesinin tamamlandığı ve bu sayede bölgeden ilk ihracatın başarıyla gerçekleştirildiği bilgisi verildi. Bu gelişme, üretim ve kalkınma üzerinde pozitif etkiler yaratması bekleniyor.