Kelimelerden Umut Damlar

“…Gülemiyorsun ya, gülmekBir halk gülüyorsa gülmektirNe kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi.…”* Biliyorum, geçecek tüm bunlar. Biliyorum, kavuşacak bir gün yol gözleyenler. Biliyorum ne şarkılar eksiltecek özlemi ne şiirler dindirecek hasreti. Biliyorum kalpten kalbe giden yolun ne engebeleri bitecek ne de yol kesenleri. Biliyorum yağmurlar yağmaya, çiçekler açmaya, kuşlar şakımaya ve çocuklar, çocuklar gülmeye devam edecek yaşanan bunca kötülüğe, görmezden gelinen onca mezalime ve arş-ı alayı inleten bunca aymazlığa rağmen. Biliyorum, umut galip gelecek ümitsizliğe ve aydınlık yenecek karanlığı. Biliyorum, geceler varacak sabaha ve gidenler dönecek yurduna. Biliyorum açacak bizim de gönlümüzün gülleri ve alacak yılların yorgunluğunu üzerimizden geçen kuşlar. Biliyorum, birkaç cümle yetecek gönlümüzden geçenleri tercüme etmeye. Biliyorum, birkaç cümle kâfi gelecek yüreğimize. Biliyorum, birkaç cümleyle yer yerinden oynayacak. Biliyorum, birkaç cümle örtecek her şeyin üzerini. Biliyorum, birkaç cümle silecek bütün kederleri. Biliyorum, bir bakış yetecek anlatmaya her şeyi. Biliyorum, her tebessümün ardındaki saklı acıları. Biliyorum her neşenin arkasındaki kederi. Görüyorum her çiçekteki baharı. Görüyorum her adımdaki gururu. Görüyorum her tebessümdeki şöleni. Anlıyorum her sözdeki imayı. Anlıyorum her cümledeki manayı. Duyuyorum her susuştaki feryadı. Duyuyorum her bağırıştaki acıyı. İnsan mademki bu kâinatın varlık sebebi. İnsan mademki bunca şölenin en nadide misafiri. İnsan mademki böylesi bir zarafetin tek görgü tanığı. İnsan mademki yokluğuyla değil varlığıyla bu görkemin bir paydaşı. İnsan mademki cevaplardan önce soruların mucidi. İnsan mademki hisle fikrin atışmasından davalı. İnsan mademki gökle yerin aşkından cezalı. İnsan mademki dünle yarın arasında bugünle kavgalı. Anladım ki insan mutluyken daha bir güzel gülümsüyormuş Ahmet abi. Anladım ki insan sevip seviliyorsa yaşamak daha bir anlam kazanıyormuş Ahmet abi. Anladım ki gözyaşları her zaman üzüntüden süzülmüyormuş gözlerden Ahmet abi. İnsan, Ahmet abi, insan mutluyken daha bir güzelleşiyor, daha iyi bir insana dönüşüyor, daha bir güçleniyor, kuvvetleniyormuş. Mevsimler gelip geçiyor hepimizden bir şeyler eksilterek. Zamanın yenilmezliğine direnebilmekse ancak küçük mutlulukları ebedi saadete dönüştürebilecek meziyeti sergileyebilmekte. Hüner kalp sahibi olmakta değil, hüner kalbini sevginin görkemiyle aydınlatabilmekte, ısıtabilmekte. Uçsuz bucaksız sanılan gökyüzünün bile bir sonu varken sevgiye hudut çizilememesini insanoğlu idrak ettiğinde hayat karşısında takınacağı tavır da elbet değişecektir. İnsana ceza olarak kalbinin sesine sağır kesilmek ve düşüncelerinin kölesi olmak yeter de artar bile. Bir ideale inanmakla bir düşünceye saplanmak arasındaki uçurumun arasına hangi köprüyü kurarsan kur yıkılmaya mahkumdur! İnsan ısrarla ne kadar anlamak istemese de kendisi ne bir kader kurbanıdır ne de kaderi üzerinde tek söz sahibi. Aslında insanın savaşı kendisiyleydi. Fırtına dışarıda değil, içerideydi. Ve kavgada galip gelmekle mağlup olmak bir yerden sonra önemini yitiriyordu. Bunca varlık varken gitmez gönül darlığı diyen Yunus’a kulak mı kabartacaktık yoksa kulak mı tıkayacaktık? Neyse. Hikâyeyi anlamlı kılan sonu değildi; vadettikleriydi. Yolun bilinmezliği, kendisi kadar üstünden geçenlerden de kaynaklanıyordu. Belli ki bu şarkı burada bitmiyordu… * Mendilimde Kan Sesleri, Edip Cansever