KENT MÜZELERİ unutulmaz tarihi bir yolculuk yaşatırKİRAZIN ana yurdu, denize doğru uzanmış yarımadanın üzerinde yer alan kentimiz, tarih ve kültür mirasının önemli bir parçasıdır. Kendine özgü derin bir tarih, çok zengin kültür yapısı, özel mutfağı,türküleri ve oyun havalarına sahiptir.Ama gel gör ki komşu kentler, sağlanan süper teşvikle , büyükşehir olmanın avantajları, kabinede etkili siyasileri sayesinde devletin gücünü arkasına alırken ilimiz son 50 yılda ihmal edilerek maalesef herkesin hemfilkir olduğu “küçük bir köy- kasaba” haline gelmiştir.Kültür hazinelerimizi yeterince koruyamadığımız için ekmeğimizden müzik- oyun havalarına , soframızdaki yemeklerimize kadar “bizim” diyerek tescil ettiler,coğrafi işaret aldılar. Eynesil ilçemizde 102 yıl önce Yunan bombardımanı sonucu batan Rüsümat-4 gemisinin maketi Ordu’da yılda 350 bin kişinin ziyaret ettiği açık hava müzesinde sergilendi.Fındığın başkenti Giresun’da yıllardır istediğimiz ilk fındık müzesini Ordu açtı.Giresun Adası’nda bir açık hava müzesi yapılmaz,temiz sularında plaj, yaz- kış motor seferleriyle ziyarete açılmazken kayalık üzerine oluşturulan ahşap zemine 150 kişilik açık alan, oturma alanı, kafe, seyirlik dürbünler, balık izleme ve kuş gözlem noktasıyla Fatsa Fener Adası daha yaşanır hale geldi.İşte” Ordu yapar Giresun bakar ” algısı bundandırDevlet Eski Bakanı Kürşat Tüzmen’in “Benim şehrim” programında Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güleri’i izlerken hayran kalmıştımGiresun ise belediye 1 milyar 714 milyon liralık borçla rekor kırdık.Helal olsun tebrik etmek lazım.
HAYALLER GERÇEK OLSATüm yerel yönetimler kentlerini tanıtma ve daha fazla turist çekmek düşüncesiyle hafıza mekanları olan kent müzelerinin sayılarını artırırken Giresun ‘da müze olarak sadece arkeoloji kazılarının sergilendiği kilise kaldı. Fotoğraf gezilerinde gördüm ki müzeler artık girmek için uzun kuyruklarla bekleyen ziyaretçilerin akın ettiği geçmişin hatırlandığı, bugünün yaşandığı, geleceğin hayal edildiği hafıza mekanları olmuş.Kocaeli’deki fotoğrafçılarla geçen ay gittiğimiz Eskişehir Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkının içindeki Masal şatosu ve korsan gemisini çekerken kıyıdan 1 mil açıktaki Giresun Adasında yaşayan kadın savaşçı amazonların masalsı mekanlarını hayal ettim. Aksu deresinin döküldüğü yerde binlerce yıldır günümüze gelen geleneksel törenler,inançlar geldi aklıma.Tarihi Odunpazarı evlerinin arasında yer alan farklı mimarisi moden müzede gezinirken kendine özgü mimarisi olan zeytinlik mahallemiz, kırmızı kiremitli tarihi evler, konaklar geçti hafızamdan. Balmumu Heykel Müzesinde ise türkülerimizde efsaneleşen Micanoğlu, Can Akengin, Ahmet Kaçar, Picoğlu Osman ,Bahtiyar Dayımoğlu gibi halk ozanlarımızın heykelleri, müzeleri neden olmasın dedim Milli kahramanımız Osman Ağa ve Binbaşı H.Avni Alpaslan komutasındaki aba-zıpkalı yiğit Giresun Uşaklarının müzesi eşya ve belgelerle mutlaka açılmalıdır.
MENTEŞEOĞLU KENT MÜZESİŞehrimize kent müzeleri açılmasının önemini defalarca yazdı, söyledi, sunum yaptı, gazete, dergi ve sosyal medyada anlattı.Baktı ki kimseden ses yok,kendince bir karar alarak elindeki materyalleri sergileyebileceği küçük bir hobi mekanı oluşturarak Menteşeoğlu Kent Müzesini kurmuş oldu.Babası Rahmetli Erden Hocamızın (Menteşeoğlu) izinden giderek tozlu depolarda yarım kalan eserlerini tamamlamaya çalışan ,23 yıldır şehrimizin geçmişini toplayarak yüzlerce fotoğraf ve belge arşivleyen, önemli günlerde açtığı sergilerle yok olmaktan kurtararan Sayın H.Gazi Menteşeoğlu kardeşimizden bahsediyorum.”Bazı şeylerin telafisi ,tekrarı ve devamı olmaz.Ömer Erden Menteşeoğlu Giresun Kent Kültürü serisi 4.bölümüyle birlikte tamamen son bulmuştur “şeklindeki isyan-sitemli mesajları cevapsız kaldı,üzerine alan dahi olmadı,kılımız kıpırdamadı yahu.
EVİNİ MÜZEYE ÇEVİRDİEmekli iş Adamı Sadullah Deniz önce işyerini sonra köydeki evini etnografya müzesine çevirdi. Yaşamı boyunca ne gördüyse alıp bir örneğini müzeye koydu.Üniversite öğrencileri dahil ziyaretciler artınca işini yapamaz hale geldi. Kendi adına bir kent müzesi hayali vardı.Müzeyi köyündeki evine taşıyarak hayalini hobi şeklinde de olsa gerçekleştirmiş oldu.Yaklaşık 2 bin geleneksel el sanatları ve tarım aletleri , çok sayıda antika eşyaları Tirebolu Ortacami Köyündeki evine yerleştiren aynı köyden olduğum için sıkca ziyaret ettiğim Sayın Deniz : “Tek amacım çocuklarımıza, torunlarımıza geçmişini hatırlatmak ve aktarmak” diye konuştu.Antik çağlardan bugüne uzanan , bölgemizin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Giresun ve ilçelerinde kütürel birikimini tüm yönleriyle ortaya koyacak ,bilgi ve belgeleri kayıt altına alacak, eserlerini toplayarak sergileyecek mekanlar açılmalıdırKurulacak kent müzeleriyle ilimizin örf,adet,folklor ve sosyal yaşamını koruyarak aktarmak gelecek kuşaklara olan bir borcumuzdur.Hayallerimizin gerçeğe dönüşmesi dileğiyle….