Bugün siz değerli okuyucularıma hayatın içinden bir kesit sunacağım.
İnsanların yüzde 90’ının hergün yaşamak zorunda kaldığı bir hadiseyi yazacağım.
Ben bu hikayede haklı tarafı değil de haksız tarafı merak ediyorum. Bana kim haksız yazar mısınız?
Geçelim hikayeye:…
Giresun’un en eski dolmuş duraklarından birinde araca bindim….
Araç, 3 km gittikten sonra doldu…
Ama, şoför yolda kim el tuttuysa hepsini araca almak için seferber oldu.
Aracın içindeki yolcu profili ise şöyle:
Yüzde 50’si öğrenci… Yüzde 30’u işe giden çalışan… Geri kalan yüzde 20’lik kesim ise yaşlılar ve çocuklu anneler….
Yolculuk esnasında yaşlılar ayakta kaldı… Herkes gençlerin gözünün içine bakıyor…Gençler oralı değil…
GENÇLERİN DÜŞÜNCESİ:
– “Biz de para veriyoruz… Niye ayakta gidelim? Bir sonraki araca binsinler.”
YAŞLI YOLCULARIN DÜŞÜNCESİ İSE;
– “Ahhh Ahhh. Ne devirlere geldik. Biz eskiden yaşlılara yer verirdik. Şimdi yaşlılara da saygı kalmadı?”
DOLMUŞ ŞÖFÖRÜ İSE;
– “Vatandaş mağdur olmasın. Maksat onların işi görülsün. Nasıl olsa inecekler var. Yolda çevirme olmadığı için sıkıntı yok. Bizler vatandaşı düşüyoruz”
BENİM DÜŞÜNCEM İSE;
Yanlış bilmiyorsam 7 dakikada bir duraktan araç kalkıyor. Sayın yolcular, baktınız araç dolu binmeyin. Bir sonraki aracı beklerseniz daha rahat bir yolculuk edersiniz. Dolmuşçu da zaten durak bilinci yok. Ne kazanırsam kârdır hesabı yapıyor. Yaşlı kesimi hiç anlamıyorum. Öğrenci ve çalışanlar zamanla yarışıyor. Sizler? Bir sonraki araca binebilirsiniz.
…..
Yukarıdaki hadiseyi okudunuz. Bu olayı neredeyse hergün yaşayan insanlardan biriyim.
Ben bu olayda haksızı bulamadım.
Topu okuyucularıma atıp, şöyle bir soru sorayım:
HAKSIZ KİM?
Gençler mi?
Yaşlı insanlar mı?
Dolmuş şoförü mü ?
Yoksa ben mi?
….