SEÇİM HARCAMALARINDA DÜNYA LİDERİYİZ

Siyasi partiler her seçim dönemimde kazanabilmek adına harcamalarının büyük çoğunluğunu reklama harcarlar. Billboardlar partilerin adayları ile süslenir. Gelecekte bizi yönetecekler ışıklı panolarda Işıl Işıl parlarlar. Üst geçitlerin, binaların ve köprülerin üzerinden yere doğru sarkan devasan posterleri göz kamaştırır. 
Büyüklü ve küçüklü yüzlerce arabalara bayraklar ve parti flamaları takılır. Bizi yönetecek partiler ve adaylarının israf yığınından ibaret gösterilerine defalarca şahit oluyoruz. Partilerin kendine özgü milli marşları niteliğinde parti müziği son ses açılır. Korna sesi eşliğinde yer yerinden oynar. Sabahın erken saati fark etmez. Gecenin bir yarısı fark etmez. Hastane önü fark etmez. Cenaze var fark etmez. Tüm maneviyatımızı ve özel hayatımızı hiçe sayarak onların seçim kazanmaktan başka amaçları yoktur.
Avrupa’nın pek çok ülkesinde seçim süreçleri kadar siyasi kampanya kültürleri de Türkiye’dekilerden farklılık gösteriyor. Çok sayıda Avrupa ülkesinde siyasi mitingler yapılmıyor. Yollarda, duvarlarda, köprülerde veya binalarda büyük posterler, dev reklam panoları ya da büyük bütçeli reklamlar bulunmuyor. Sokaklar parti bayrakları ile dolu değil. Televizyon kanallarında her gün seçim konuşulmuyor ya da siyasi liderlerin açıklamaları uzun canlı yayınlarla yer almıyor.
Siyasilerin açıklamalarına ilişkin yapılan haberler birkaç dakikayı geçmezken medyada oldukça geniş yelpazede siyasi temsilcilere yer veriliyor. Özel işletmeler ve dükkanlardan bazıları dileyen tüm partilerden adayların afişlerine vatandaşların görmesi için vitrininde ve duvarında yer veriyor.
Avrupada adaylar bizde benzeri şekilde pazarlara halkın arasına karışır. Kart dağıtırlar, yapmak istediklerini anlatırlar, programları hakkında bilgiler verirler. Hiçbir siyasi partiyi ve rakibini tenkit etmez ve kötülemez. Yani normal olması gereken şekilde davranır ancak Türkiye’de maalesef kazanmak için her yol mübahtır.
Türkiye’nin siyasette Avrupa’dan öğreneceğimiz çok şey var. Her şeysen önce insana saygı ve her görüşe saygı vardır. Hakkedenin kazanacağı ve kaybedenin kazananı alkışladığı bir toplum bizim ülkemizde de olmasını umut ediyorum. Bu kadar reklam harcamaları yerine düşküne, fakire ve ihtiyacı olan insanlarımıza yardım etmek ve elinden tutmanın başkan olmaktan ve kazanmaktan daha önemli olduğunu düşünüyorum. Sağlıcakla…