SÖYLE ŞUNLARA GÜRSEL!!!

Büyük İstanbul Depremi bizim kuşağın acemiliğine geldi. İlk kez yaşıyorduk böylesi bi felaketi. 1999 yılı idi… Otuzlu yaşlarımızı sürüyorduk henüz.Unutulmaz.Üstelik biz, İstanbul’dan Ordu’ya yeni taşınmış bir aile olarak, bikaç aylık “kılpayı” ile kurtulmuştuk bu acıyı bizzat yaşamaktan.Tedirginliği, korkusu, üzüntüsü aylarca sürdü. Ruh halimiz zorlukla yatıştı.***6 Şubat 2023 tarihli büyük depremdeyse deneyimli birer yurttaştık artık.Bi bölgemizin neredeyse haritadan silinmesi, adına bop denen aşağılık proje ile ilgili soru işaretleri soktu beyinlerimize. Özellikle Atatürk’ün “şahsi meselemdir” diye övdüğü şehrin tamamen yok olması çok enteresan geldi, biz evlatlarına?Teknolojinin fay hatlarına müdahale edecek denli mi geliştiğini sorgular olduk artık. Bi sonuca varamasak da konuya ilişkin çok şeyler okuduk.Emperyalizmin bu derece mi gözü dönmüştür diye, malum zihniyetin cumhuriyetimize olan “kindarlığı” bu kadar mı fazladır diye kaygılanır olduk.Kahraman Mehmetçiklerin 48 saat kadar kışlalarında tutulması pekçok karanlık noktayı aydınlatıyordu aslında.Dedim ya artık kazık kadar herifler / gızlardık. 55 yaş virajını dönmüş, 60’a doğru koşuyorduk. Kendi payıma, ömr-ü hayatımda ilk kez, ekrana baka baka ağladığımı anımsıyorum.İki kızımın benden beter üzüldüğünü…Varsa bi ihanet harbiden, uyduruk bi komplo teorisi diğilse bu olasılık, yüce yaradanım fitil fitil getirir zaten burunlarından, bizlere beddua etmek bile düşmez.***Geride bıraktığımız yılın genel anlamda özeti ne yazık ki bu idi. Kitaplarda okuduğumuz, filmlerde gördüğümüz, liselerin tarih derslerinde kaldığını sandığımız türden bi çaresizliği yaşadık bütün bi ulus olarak.Mahvolduk kardeşlerim.Ruhi Su ustamızın unutulmaz dizeleriyle bitireyim bu faslı;Gitsin, gitsin de gelmesin o günlerÇocukluğum geliyor aklıma.***İlimizdeyse 2023’ten geriye kalan, bana yolda-sokakta ayaküstü iletilen şuncağız 3-5 cümlecikti;(Adeta bi ruh hekimi gibi dinleyip, kaldırımlarda hızla tedavi ettim insanları. Değerli dostum Dr. İsmail Çetin beni bağışlasın).- Yahu Gürselciğim ikaz et şu karga sesli kadını, bi daha çıkıp da şarkı falan söylemesin!- Aman Gürsel Bey, neydi o öyle, Giresun garşılaması oynar gibi koro mu yönetilirmiş be?- Söyle şu herife Gürsel, bi daha kitap mitap yazmaya kalkmasın, okunmuyor, bi halta da benzemiyor!- Ula Gürselcüüm, kibarca iletin şu adamcaaza, her gün her gün yazmak zorunda diğil, anlatımı bozuk, imlası sıfır, yeter artık bize yaptığı bu işkence!- Oolum, bu nasıl bi ego? Söyle şunlara Gürsel, biraz insan olsunlar!***Yeni yılın ilk yazısında güzel konulardan söz etmek isterdim ama yazarlık ahlakı diye de bişey var.Bu denli vasatlıkları bilip, lay lay lom yazısı yazamazdım. Ama sizler sakın enseyi karartmayın. Hiç diğilse Bilgi Yurdu var, şehrin sanat ve edebiyatında. 100 yıllık bi geçmişi 100 yıl sonraya aktarmaya çalışan idealist bi köprü var.2024 uğur ve bereket getirsin.2024 Atatürk’ü geri getirsin.Oynanamayan bi futbol maçı bile özetledi vatanımın gerçeğini. 2024 asıl, herkesin aklını başına getirsin.