Yeşilgiresun Gazetesi Arşivlerinden Giresun Spor Tarihine Bir Bakış VII

9 Eylül 1939 tarih ve 600 sayılı Yeşilgiresun Gazetesi’nde dördüncü sayfada Giresun ve Ordu konulu bir seyahat yazısı bulunmaktadır. Her ne kadar seyahat yazısı olsa da o gün Ordu’da bulunan yazar yüzme müsabakaları olduğunu ve burada dereceye gireceklerin Türkiye Deniz Birinciliğine iştirak edeceğini bildirmektedir. Giresun’daki Denizcilik Ajanı yanı günümüzün Yüzme il Temsilcisi’nin konuya duyarsızlığını eleştirmekte ve sitemde bulunmaktadır. “Gezi Notları” sütun başlığı altında verilen bilgiler günümüzde olduğu gibi o yıllarda da iki şehir arasındaki tatlı rekabeti açıkça ortaya koymak-tadır. Ordu’daki kütüphane, eğitim ve öğretim kurumları ile nüfusu hakkında önemli bilgiler vermektedir. Ayrıca dönemin yol ve ulaşım şartlarını da gözler önüne sererek Ordu’dan Piraziz ve Bulancak ilçelerimizi geçerek Giresun’a ulaşmanın zorluğunu aktarmaktadır.
Şükrü Turgut yani Şükrü Turgut Sarıbayraktaroğlu imzasını taşıyan bu yazı; kendisinin Giresun spor tarihine katkısının bir başka örneğidir. Birçok gazete ve dergide yayımlanan spor konulu yazıları hazırlamakta olduğum Giresun Spor Tarihi kitabının da kaynakçaları arasında yer almaktadır. Şükrü Turgut Bey’in o günkü izlenimleri şöyledir: “Gezi Notları” “Ordu ve Gireson’a Dönüş”Geçen ayın 13’ünde otelin denize bakan balkonunda birkaç satır yazıyorum. Saat 14 bando sesi var. Halk parka ve parkın önüne yığılmış. İşte sandallara mayolu gençler atlıyorlar. Öğreniyorum ki bugün deniz müsabakaları vardır. Ünye’den Fatsa’dan Vona’dan kafileler gelmiş. Bu müsabakayı kazananlar “Türkiye Deniz Birinciliğine” iştirak edeceklermiş. Müsabakalar 100-200-1500 metrede yapılıyor. Bu mesafeleri suhuletle aşan ve birincilik alan gençler görüyoruz. Halk sevinçle alkışlıyor. Ben de içimden Ordu’yu alkışlıyorum. Ne güzel tertemiz futaları var. Gıpta etmemek imkansız. Bu müsabakaları orta mektep beden terbiyesi öğretmeni salahiyetle idare ediyor. Bölge onu 50 lira maaşla Bölge Beden Terbiyesi müdür vekilliğine tayin etdirmiş. İş ehil ellere verilince işte böyle ilerler ve verimli olur.Bu deniz müsabakasında birinci gelenler Türkiye deniz birincilik müsabakasına iştirak edeceklermiş. Türkiye deniz birincilik müsabakalarına Ordu kaç defadır iştirak ediyor. Bizim bunun ne zaman tertip edildiğinden de belki haberimiz yoktur. Nerede Denizcilik Ajanı. Ne ile meşguldür. Darılmaca yok. Faaliyet istiyoruz. Şimdi Ordu’da bir de Deniz Kulübü açacaklarmış. 2100 lira verilerek bir bina satın alınmış. Bu yönden de spor işlerinde Ordu bizi geride bıraktı.Ordu halkevi kitap sarayını ziyaret ettim. Bu caddenin kenarında kapısı ve pencereleri açık kitapları halkın görebileceği bir yerde sıralanmış bir odadır.
Burada 1300 kitap varmış. Bunları halkevi eski maarif kütüphanesinden almış. Ayrıca halkevinde de 3.000 kadar kitap varmış. Kitaphanenin karşısında halkevinin sosyal yardım kolunu muayenehanesi var. Buraya kanepe ve koltuklar yerleştirilmiş. Hastalar oturup muayene testini bekliyorlar. Peş peşe iki gün gittim. İkisinde de 15-20 hasta gördüm. Demek oluyor ki orada halkevinin bu kolu ciddi çalışıyor.Ordu şehrinin yolları bundan 50 sene kadar evvel kesme taşlarla döşenmiş, taşların arası çukurlaşmış, yol düzlüğünü kayıb etmiş. Ordu şehri yol istiyor Deniz kenarında küçük bir parkı var. Bu park herhalde çiçekten hiç anlamayan birinin eline teslim edilmiş. Çiçekleri kendiliğinden yetişmiş gibi bir şey.Lambaları çok seyrek ve fakat bol ziyalı. Oturulacak 9-10 sıra ancak görebildim. İhtimal ki fazla galabalık olmuyor da ondandır. Parkın büfesi de yoktu. Oraya demek sade oturmak, hava almak için gidiyorlar. Sesi de belediyeden alıyor. Kapıdan girince hemen duvarının kenarına bir hoparlör bu vazifeyi ifa ediyor. Ordu merkezinde beş ilk mektep, bir orta mektep var. İlk mekteplerde 1.800, orta mekteplerde 500 öğrenci olduğunu, ayrıca Vona’da 750 mevcuttu bir yatı mektebi mevcud olduğunu öğrendim. Ordu şehrinin 10.300 nüfusu vardır Merkez kazasının 146 bin bütün vilayetin 385 bin nüfusu vardır.Ordu iyi yaşanılan sevimli bir şehrimizdir. Tertemiz, konforlu otel ve lokantaları var. Pek nefis yemekler yapıyorlar. Müşterilerine bol bol su sunmaktadırlar. Ordu’da bilhassa bayramın buzlu şırasına bayıldım. Halk bol bol şıra içiyor ve bu değerli şıracı bol bol para kazanıyor. Ordu’dan Gireson’a otobüsle döndüm. Yollar pek mühmel kalmış. Arabamız topallıya topallıya gidiyor. Melet ırmağına geliyoruz. Köprü şu bizim zahitlerin anlattığı sırat köprüsüne sahib. Biraz yokuşu, biraz düzü biraz inişi var. Irmak taşkın gibi. Yolcuların bir kısmı dünyada sıratı geçmek zorunda kaldılar.Ordu ile Gireson arasında sahilde bir tek köyün bir tek evini ve bir tek çeşmesini görebildik. Daha bir şeyler yok.Gireson hududuna atlayınca yollar biraz düzeliyor. Arabamız topal değil dermansız gibi yürüyor. Saatte 20 kilometre ancak alabiliyoruz.(Piraziz) e geldik. Bunun bir ismi de (Abdal) dır. Bilinemez niçin küçük fakat şirin kamön merkezine bu isim verilmiştir. Bu kasabayı kuran adam herhalde ihtiyarmış. Onun içinde hürmeten bu isim konulmuş olsa gerekir. Sonra bir zamanlar abdallık gayet de muteber ve revacda olan bir yüce meslekdi. Bu sayede servet yığan nice abdalları tarih söylüyor. Şimdi hal böyle değildir. O halde bu kasabacağıza durumuna uygun bir isim vermek gerekir. Bu kasaba denizden pek zarif ve şirin göründüğü halde içinden geçerken hiç görülmüyor. Küçük bir meydan etrafında birkaç ev işte ( Piraziz ) ve ya (Abdal) nahiyesi merkezi. Pirazizle Bulancak arasında bir köprü çökmüş. Bu sıratı geçmek hiç mümkün değil. Bulanacağa varıyoruz. Büyük bir kasaba ne de çokluk Bir saat sonra Gireson’dayız. Bulancak’tan sonra Gireson’a takarrüb etdikce yol düzleşiyor. Şehre yarım saatlik mesafeden itibaren yol dümdüz. Arabamız hiç sarsmadan kayıp gidiyor. Gireson uzaktan ne dilferib. Dilberin eşiğine varınca gezi bitti Ve ben geniş bir nefes aldım. “Şükrü Turgut”(1)
KAYNAKLAR:(1 ) Yeşilgiresun Gazetesi, 9 Eylül 1939, sayı: 600, s.4, Giresun.