Yüzyılın yazın özelliklerini bir iki tümceyle sıralamak yerinde olacaktır:-Anadolu’ya, halkın sorunlarına yönelme düşüncesi ağırlıklı olarak yapıtlara yansımıştır.-Yapıtlarda Kurtuluş Savaşı’nın etkileri görülür.-Osmanlı dönemindeki dil anlayışı tümden ortadan kalkmış, yazı dili-konuşma dili ayrımı kalmamış, yüzyılın yazını kimliğimiz olan Türkçemizle biçimlenmiştir.-Dil devrimiyle Türkçenin yaratma gücünün önü açılmış, yeni sözcükler, halk ağzından sözcükler yapıtlara girmiş; yazarların, ozanların yapıtlarında kullandıkları Türkçe sözcük sayısı çoğalmıştır.-Şiirde biçim, söyleyiş, buluş açısından birçok yenilikler denenmiştir.-Romanda, öyküde toplumsal gerçekçilik yaygınlaşmıştır.-Cumhuriyet öncesinde yalnız İstanbul yapıtlara giriyordu. Yüzyılın yazınında “Güzel Yurdumuzun” tüm yöreleri özellikle romana, öyküye girmiştir.-Yazarlarımızın çoğu Batı dillerine çevrilmiştir.-Yüzyılın yazınını damga vuran yayınevleri kurulmuştur.-Yüzyılın yazınında unutulmayacak dergiler yayımlanmıştır.-Önemli, saygın ödüller konmuştur.-Yazarlarımız yurtdışı ödüllerde başarılar göstermiştir.-Türkiye Cumhuriyeti, devletimiz; yazını, sanatı desteklemiş; yayınevleriyle, ödüllerle, halkevleriyle sanatı, yazını yurdumuzun dört köşesine yaymaya çalışmıştır…Yüzyılın şiirine baktığımızda karşımıza şunlar çıkıyor:Mehmet Emin Yurdakul’un, Ziya Gökalp’in geleneğini geliştirerek ürün verenler “Memleket Yazını” başlığıyla aktarılıyor: Necmettin Halil Onan, Ömer Bedrettin Uşaklı, Kemalettin Kamu, Ahmet Kutsi Tecer… anılmaya değer kalıcı şiirler yazdılar.1917 sonrası Beş Hececiler adıyla anılanlar yüzyılın yazınında da kendilerini geliştirerek yazmayı sürdürdüler. Halit Fahri Ozansoy’u, Enis Behiç Koryürek’i, Yusuf Ziya Ortaç’ı, Orhan Seyfi Orhun’u, Faruk Nafiz Çamlıbel’i saygıyla anıyoruz.1928’de ikisi lise, beşi üniversite öğrencisi olan yetenekli gençlerin oluşturduğu “Yedi Meşaleciler” ileriki yıllarda yönelecekleri alanlarda iyi işler yaptılar. Sabri Esat Siyavuşgil, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret, Kenan Hulisi Koray, Muammet Lütfi, Yaşar Habi Nayır, Ziya Osman Saba yüzyılın yazınına geçmiştir. Muammer Lütfi 192 sonrasında yazını bırakmıştır…Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi “mistik şiir” anlayışının öncüleri olmuştur.Nazım Hikmet, “toplumcu şiir” anlayışının kurucusudur. Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday “garipçilerin” öteki adıyla I. Yeni’nin kurucularıdır.Munis Faik Ozansoy, Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Mustafa Necati Karaer, Gültekin Samanoğlu, Nüzhet Erman, Yavuz Bülent Bakiler, Bekir Sıtkı Erdoğan… “Hisarcılar”ı oluşturur.1950 sonrasında kapılı, soyut, sanatlı söyleyişle “aydınlara seslenen” bir şiir anlayışı gelişti. 2.Yeni adıyla bilinen ozanlarımız: İlhan Berk, Cemal Süreyya, Ece Ayhan Turgut Uyar, Edip Cansever, Sezai Karakoç, Ülkü Tamer…1950’li yıllarda Atilla İlhan, Özdemir Nutku, Ferit Edgü, Orhan Duru… Mavi dergisi çevresinde “Maviciler” olarak anılmışlardır. Rıfat Ilgaz, Sabahattin Ali, Ahmet Arif, Ercüment Behzat Lav C.A. Kansu, Niyazi Akıncı, Enver Göçe, Ömer Faruk Toprak… gibi ozanlar toplumcu gerçekçi anlayışla yazdılar.Yüzyılın şiirinde Cahit Sıtkı Tarancı, Behçet Necatigil, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Faik Baysal, Cahit Külebi, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas, daha nicelleri etkileyici, kalıcı şiirleriyle yaşayacaklardır.Andığımız ozanlar ilk ürünlerini sıraladığımız dergilerde yayımlamışlardır. Bu dergilerimizi de unutmayalım: Varlık, Çınaraltı, Markopaşa, Pazar Postası, Ağaç, Yaprak, Türk Dili, Mavi, Hisar, Papirüs, Yeni A, Sesimiz, Yeni Ufuklar, Eleştiri, Yansıma, Türkiye Yazıları…Ozanlarımıza Bedri Rahmi Eyuboğlu’nu, Behçet Kemal Çağları, Hasan Ali Yücel’i, Refik Durbaş’ı, Ataol Behranoğlu’nu, Can Yücel’i, Ümit Yaşar Oğuzcan’ı, Sabahattin Kudret Aksal’ı, İsmet Özel’i, Süreyya Yavuz’u, Zeki Ömer Defne’yi, Gülten Akın’ı, Ahmet Özer’i…saygıyla ekliyoruz.