Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutladık sevinçle, onurla, mutlulukla. Cumhuriyet, “Çağdaş Türkiye” demek. Çağdaş Türkiye’nin 1923’ten başlayarak yüzyılda sanat, bilim, yönetim, felsefe, uygulayım, ekin, sanayi, spor, eğitim, yazın… alanlarında geçmişteki boşluklar doldurularak nasıl ilerlediği, gelişmiş ülkelerle nasıl yarıştığı değerlendirilebilir.Bu deneme yüzyılın yazını üstüne kısa değerlendirmedir.Nasıl ekinde, bilimde, felsefede, sanatta Batı aydınlanması varsa; Cumhuriyet, Atatürk Devrimleri de Türk aydınlanmasıdır.Cumhuriyet’e giden yol; sömürgeleşmiş, paylaşılmış Osmanlı Devleti’ne, Batı “emperyalizmine” karşı verilen Mustafa Kemal Paşa Önderliğindeki yeryüzündeki ilk ulusal bağımsızlık savaşından gelir. Bu yüzden olacak anıt yapıtlar olarak nitelediğim Sabahattin Selek’in Anadolu ihtilali, Hasan İzzettin Dinamo’nun Kutsal İsyan’ı, Kutsal Barış’ı, Turgut Özakman’ın Şu Çılgın Türkler’i, Diriliş’i, Cumhuriyet’i, Şevket Süreyya Aydemir’in Tek Adam’ı… yalnız “adlarıyla” bile yazınımızın o yılları anlatan görkemi sayıyorum.Gazi Mustafa Kemal Atatürk, nice yapıtlara konu olmuş Özellikleri yanında sanatçıdır, yazardır da. Büyük Söylev, Onuncu yıl Söylevi tümce tümce incelenmeden kurduğum sözcüklerin anlamı tam olarak anlaşılamaz…Yüzyılın Türkiyesi çok büyük değişiklikler içerir. Çöken, yıkılan, kişioğlunun yararına “hiçbir şey” üretemeyen “imparatorluktan” ulusal devlete geçilmiştir. Bu padişahlıktan laik cumhuriyete geçiştir. Türküyü, şiiri, denemeyi, öyküyü, romanı… kısası yazını oluşturan tüm türlerin iletişim, anlatım aracı DİL, Osmanlıcadan TÜRKÇEYE geçmiştir… uygarlık anlamında da, bilim anlamında da geleneksellikten BATI’ya geçiş yaşanmıştır..Türk tarihi araştırmaları, Türk dili araştırmaları Cumhuriyetle başlamıştır. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’çe boşuna kurulmamıştır. Bunlar Cumhuriyet yazınının Öncü, kalıcı, yol gösterici atılımlarıdır. ATATÜRK, kurumlarımızın çalışmalarına özellikle emek vermiştir. Ölene dek. 1937’de yazdığı yol gösterici geometri terimleri sözlüğü, bu çalışmada türettiği, oluşturduğu sözcükler günümüzde de yol göstericidir, günümüzde de kullanılmaktadır.ATATÜRK’ün sanata, yazına, TÜRKÇEYE, spora, bilime… ekine… değgin sözleri uyarıcıdır, kendine getiricidir, yol göstericidir…1924’te ilk kez sporcularımızın Olimpiyata katılışı bir iki yıl sonra Anadolu’nun çeşitli yörelerinden türküler derletmesi anlamlıdır…Yüzyılın Cumhuriyeti, Çağdaş Türkiye atılımların, devrimlerin Türkiyesidir. Bunu en sağlıklı, en bilimsel, en yararlı yanlarıyla 1923’ten 1938’e dek yaşadı Türkiye. Bu dönem her alanda hızlı değişmenin, gelişmenin kimi adımlarla uygar ülkelerin bile önüne geçmenin bayramıdır…Osmanlı yazını diliyle, anlatımıyla, biçimiyle, dünya görüşüyle, seslendikleriyle Türkçemizle, anlatımımızla, biçimlerimizle, dünya görüşümüzle, seslendiklerimizle hiçbir ilgi si olmayan bir yazındır.Osmanlıcanın, düşsel, soyut anlatımın, doğadan, insandan kopuk anlatımın; gazelin, kasidenin, mesnevinin, rubainin… Türkçeyle, Türk insanıyla, Türk ekiniyle ilgisi yoktur.Osmanlı yazınının en yaygın anlatım biçimi gazelin, gazelde işlenen yaşamın, gazeldeki “sevgi anlayışının” bizimle, Türkiyeyle, Anadoluyla, geçmişten günümüze Türk yaşam biçimiyle ilgisi var mıdır, bir düşünün…Binlerce yıllık dilimizin küçümsenişi, binlerce yıllık tarihimizin yok sayılışı, binlerce yıldan beri süregelen şiirimizin, müziğimizin, oyunlarımızın küçümsenerek yok sayılması… Hecenin yok sayılıp aruzun kurtarıcı olarak benimsenmesi… Osmanlı yazınının “zümreye”, “saraya” “kendine yabancılaşmış medreseli şairlere” özgü önemli nitelikleridir.Osmanlı yazın anlayışına ilk “sert”, “yıkıcı” tepkiler Namık Kemal kuşağından geldi. Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Yurdakul… kuşağı bu tepkiyi iyi yapıtlarla yaşama geçirdi. Bu olumlu süreci Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet’le, devrimlerle Türkiye Cumhuriyetinin, Çağdaş Türkiye’nin ekin, sanat yol göstericisi yaptı… Büyük Atatürk’ü Cumhuriyetimizin kurucu yazarı, sanatçısı olarak alkışlıyoruz..